Ama bizde farklı olan, engelli bir öğrencimizin
engelsiz arkadaşlarıyla oynuyor olması.
But we are different, a student with disabilities barrier-free friends have been playing.
Kaynak: trtspor.com.trFellahoğlu: "
Engelsiz bir Lefkoşa yaratacağım".
Fellahoğlu: "I will create a barrier-free Nicosia".
Kaynak: kibrispostasi.comResimler, '
engelsiz bir dünya' için çizildi.
Art, 'an unobstructed world' were drawn to.
Kaynak: timeturk.comKara Kartal tekerlekli sandalyede
engelsiz.
Black Eagle unobstructed wheelchair.
Kaynak: sporx.comAncak Amerika ve İngiltere gibi bazı ülkelerde
engelsiz atletlerin de tekerlekli sandalye kullanma şartıyla katılıp oynayabildiği karışık
Kaynak: Tekerlekli sandalye basketboluAçık, bir gereksinimin karşılanamaması hali;
engelsiz, serbest;kapalı olmayan;rengi koyu olmayan. Açık kaynak (açık kaynaklı yazılım), kaynak
Kaynak: AçıkBağımsızdılar, zorunluluğun en tepesinden yazgıyı yönettiler ve sonsuz yasalar tarafından her canlıya yasanmış olan yazgının
engelsizKaynak: MirelerHer koltuktan It offers
engelsiz bir şekilde saha görülebilmektedir. Ulusal çapta İngiltere'nin en büyük 19. stadyumudur. Leicester'ın
Kaynak: Walkers StadyumuEngelli hakları ; mevcut engel durumu nedeniyle engellilerin,
engelsiz bireyler gibi eşit haklara erişiminin sağlanması için engellilere
Kaynak: Türkiye'de engelli haklarıalınan küçüklerin yanı sıra, engellerin kaldırılması için gereken güce sahip olduğunun, bugüne kadar, farkında ol(a)mayan tüm “
engelsiz”lerdir.
Kaynak: Engelleri Kaldır HareketiBöylece iki aşık sonunda hiç
engelsiz birbirine kavuşmuş olurlar. Ünlü müziksel parçalar I. Perde : All'erta!, koro. Ah, per sempre io ti
Kaynak: I puritani