Son bölümde konuk ekip skoru
eşitlemek adına baskısını artırdı.
The last section has increased the pressure on behalf of the guest team settle the score.
Kaynak: goal.comGolün ardından Sivasspor, skoru
eşitlemek adına baskısını artırdı.
Goal then Sivasspor, on behalf of the pressure settle the score increased.
Kaynak: goal.comYeşil beyazlı takım ise rakibini yenip, puan farkını
eşitlemek istiyor.
Green and white team beat the opponent, you want to synchronize the difference in points.
Kaynak: gazetea24.comEv sahibi ekip son 20 dakikada skoru
eşitlemek için baskısını artırdı.
The host team has increased the pressure to settle the score the last 20 minutes.
Kaynak: goal.comHandikap, spor karşılaşmalarında ve yarışma larda kazanma şanslarını
eşitlemek amacıyla rakiplerin değişik yetenek ve özelliklerini
Kaynak: HandikapEtimolojik olarak, bir sinyalin frekans cevabını düzeltmek,
eşitlemek anlamına gelmektedir. " "Eşitleyici" (Ekolayzır) terimi genellikle
Kaynak: Eşitleme (ses)Maskenin burun kısmını kaplamasının 3 sebebi vardır: a- Maske barotravmasını engellemek amacıyla maske içerisindeki basıncı
eşitlemek.
Kaynak: Dalgıçsatır aralarına boşluk wikt:nizam | unicode | neẓām , kenar boşlukları
eşitlemek için uzatma (çekme) wikt:medd | unicode | madd ,
Kaynak: NesihAradaki bu zaman sürecini
eşitlemek, daha doğrusu dengede tutabilmek için yabancı öğrencileri iki sömestrde üniversiteye hazırlayan bu
Kaynak: StudienkollegAncak dört zamanlı motorlar için bu durumu
eşitlemek kolaydır: çoğu dört zamanlı motor donduğunda, karbüratöre (motor turbo şarjlıysa da
Kaynak: Dört zamanlı motornükleer güç olarak ortaya çıkan Hindistan'ın elde ettiği nükleer üstünlüğü
eşitlemek adına nükleer çalışmalar başlattı. 1987 yılında, Ziya
Kaynak: Ziya ül HakAranılan şey, kadınlarla erkekleri akıl bağlamında birbirine
eşitlemek, aklı kadınsılaştırmak ya da kadınsı denilen ögeleri (duygusallık,
Kaynak: Feminist eleştiriErkeğin kesesi yumurtalar için tuzluluğu ayarlar, yumurtalar olgunlaşmaya başladıkça dışarıdaki oranla
eşitlemek için yavaşça arttırır.
Kaynak: DenizatıEgale etmek :
eşitlemek. Ekarte etmek: elemek,safdışı bırakmak. Ekipman: takım,donanım. Ekoloji : çevre bilimi. Ekolojik: çevreyle ilgili,çevre
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcüklerYukarıdaki eşitliğin akıma göre türevini alarak sıfıra
eşitlemek, performans katsayısının maksimum olduğu akım değerinicerecektir.
Kaynak: Peltier soğutucuBazı savaşçılar ne olursa olsun kötülerle olan skoru
eşitlemek isterken, bazı Budist idealindeki savaşçılarda kinciliğin ve garezin
Kaynak: WuxiaWilliams'la durumları
eşitlemek isteyen Benetton, Benetton B195 'in arka süspansiyon unda değişikliğe gitti. Mücadele öncesi beş sürücü
Kaynak: 1995 Pasifik Grand Prix