aile is. (a:ile) 1.
top. b. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik:
"Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü." -L. Tekin. 2. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü:
"Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum." -N. Hikmet. 3. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü. 4.
hlk. Eş, karı. 5. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. 6. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya.
hane is. (ha:ne) 1. Ev, konut. 2. Ev halkı:
"Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı." -N. Cumalı. 3. Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz:
Dama tahtasında altmış dört hane vardır. 4.
mat. Basamak. 5.
müz. Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri. 6. Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz:
Balıkhane, yazıhane. konut(I)
is. İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh:
"Kimsenin konutuna dokunulamaz." -Anayasa.
konut(II)
is. man. ve
mat. Ön doğru:
Eukleides'in "Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir." yolundaki konutu gibi.
nesil is. 1.
top. b. Kuşak:
"Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." -F. R. Atay. 2. Hayvanlarda döl.
soy is. 1. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale:
"Bizler hadi neyse böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın, bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." -M. Ş. Esendal. 2. Cins, tür, çeşit. 3.
sf. İyi ve üstün nitelikleri bulunan. 4.
esk. Manzum söz:
"Boy boyladı, soy soyladı." -Dede Korkut.