fantezi anlamı Fr.fantaisie
1.Sonsuz, sınırsız hayal: § "
Kurmacalar, fanteziler için çok olanaklı" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 49. §
"Bunlar hep fantezici yazarların acayip hikâyelerini andırıyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 94. §
"Sosyal bir fikirden ziyade bir fanteziden doğmuşa benzeyen bu teşebbüs, Avrupalıların da bizim kadar, belki bizden fazla, meçhulün taşıdığı saadet ve ..." -Peyami Safa, Din-İnkılap-İrtica, 55. §
"Ora halkının fantezi dedikleri oynamalar birbirinin sırtına atlamalar, Yansur Cemal Paşa diye bağırmalar, bir türlü son bulmuyordu." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 126. §
"İlk teşekkül aylarca ve yeni mensuplarına rağmen (fantezi) planında kaldıktan sonra, birden, sırada Avrupa'da bulunan birisinin eline düşüverdi…" -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 42. §
"… bir kadınla bir erkeğin aşklarına dair tüm fantezi ve düşlerini yitirdiği düğümdü." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 118. §
"Kimine göre, edebiyatta şöhretler, çok defa, tesadüfün ve fantezinin eseri." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 147. 2. Değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş: §
"Kendi fantezisine göre döken güneşteydi oradan da dal dal etrafa yayılıyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 116. §
"Muhayyilemizin fantezileri bizi tesanüt ihtiyacından vareste bırakır." -Peyami Safa, Bir Akşamdı, 105. §
"Belki de Viki, refah toplumunda canı sıkılan genç bir kadının tarihi bir fantezisiyle değil, gerçek bir sırrın çözülmesi arzusuyla buralara gelmişti?" -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 180. 3. Süslü ve türü değişik olan:§
"…boynundaki kırmızı mendiliyle bir fantezi sineması kovboyuna benzeyen delikanlının bu hareketi dehşetli sükse yapıyor." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 7. § "
Lacivert ceket altına iki yukarı cepleri yatay bir altın çizgi ile birleşik fantezi yelek giyer." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 61. 4. Serbest biçimli beste veya alaturkada serbest biçimli şarkı.