yararcı
sf. fel. Yarar peşinde koşan, faydacı, pragmatik.

Belki bir tükenmişliğe, belki de tercih noktasında faydacı yaklaşıma işaret eden bu durum, Oscar ödül törenine de damgasını vurdu.Kaynak: haber7.com

Kentin topyekun çıkarlarını kendi şirketlerinin çıkarlarına indirgeyerek; faydacı bir şekilde olaylara yaklaşan zihniyetin artık olmaması lazım.Kaynak: canakkaleolay.com

Böylece yardımların yol açtığı gelişmeler bu bölgelerde hem güvenliği tehdit etmektedir, hem de toplumsal faydacı bir yaklaşımla göz kirliliği yaratmaktadır.Kaynak: haber.sol.org.tr

Sosyal faydacı bir metafizik anlayıştan yola çıkarak gelecekte inananların daha eşit, daha iyi bir dünya'da yaşayacağına dair olan bir inanıştan bahsedebilir miyiz?Kaynak: haber.sol.org.tr

Mill bir faydacı olmasına rağmen bütün zevklerin aynı değerde olmadığını ileri sürmüştür. “ Mutsuz bir Sokrat (Sokrates) olmak mutlu bir
Kaynak: Faydacılık

Özetle, LGPL seçiminin öncelikli amacı özgür yazılımın yaygınlığını artırmaktır ve bu yönüyle LGPL'in temelde pragmatik (faydacı) bir
Kaynak: GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı

O faydacı ahlak felsefesi karşısında toplumsal bir adalet düşüncesi oluşturma arayışındadır. Bu bağlamda şekillenen liberal adalet
Kaynak: John Rawls

Legalizm, faydacı bir politik felsefe olup temelini "çağ değişince legalizm, yeni çağın yasalarını tam olarak benimsemektir" şeklinde
Kaynak: Legalizm (Çin felsefesi)

Sorun Yayınları Kolektifi nin elindeki araçları faydacı biçimde sömürmeyen veya birer "kuluçkahane" yerine koymayan ve aynı zamanda siyasî
Kaynak: Sorun Polemik

görülmektedir Ekonomik kaynakların kontrolünü elde etmeyi amaçlayan soykırıma faydacı soykırım (utilitarian genocide) denir ve örneklerine
Kaynak: Kızılderili soykırımları

Anarko kapitalizm hem doğal haklar hem de faydacı (utilitarian temelde savunulmuştur. Anarko kapitalizmin, kapitalist doğasından
Kaynak: Anarko-kapitalizm

Politik psikoloji, pragmatik (faydacı) bir bakış açısıyla uygulamacılara yönelik olarak aslında siyaset ve diplomaside başarıyı arttırmak
Kaynak: Politik psikoloji

Her zaman faydacı olan Bismarck, birleşik bir devletin ihtimallerini, engellerini ve avantajlarını, devletin Hohenzollern hanedanı ve
Kaynak: Almanya'nın birleşmesi

sloganıyla hareket eden şirket, sürekli yenilikçi, faydacı ve eğlenceli güncellemeler yapmaktadır. Ve yeni, benzersiz içeriklerle
Kaynak: Ymir Entertainment

Neo-klasik iktisat temelde değer kuramında faydacı olması ve modelleri ile denklemlerinde temel olarak marjinalist kuramı kullanması ile
Kaynak: İktisadi düşünce okulları

Roman boyunca Robyn, üniversite kültürüne saldırdığı için içerlediği faydacı kültürel yapının içine girer ve anlamaya başlar.
Kaynak: İyi İş

Bunlardan ilki, liberal ve faydacı Herzl ve Nordau ekolüdür. Özellikle Dreyfus olayı ndan sonra antisemitizm in asla yok olmayacağına ve
Kaynak: Yahudi diasporası

Pragmatik : faydacı yararcı. Pragmatizm: faydacılık,yaracılık. Pres : baskı. Prestij : saygınlık,itibar. Prezantabl: eli yüzü düzgün, gösterişli
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcükler

Reformistlerin lideri olan Deng Xiaoping ise Çin ekonomisinin faydacı bir siyaset temelinde inşasını savunuyordu ve ekonomik ve siyasi
Kaynak: Mao Zedong

Daha faydacı bir ders Edmond de Goncourt tarafından çıkarıldı. Goncourt kanlı haftadan üç gün sonra günlüğünde şöyle yazıyordu: “…kanama
Kaynak: Paris Komünü