fayton anlamı Fr.phaéton
1. Tek körüklü, tek tekerlekli, genellikle çift atlı binek arabası: § "
... kupa ve fayton nevinden yaylı arabalar dahi bulunmayıp binek için âdeta Rumeli'nin sair her tarafında istimal olunan yaysız sirem arabaları istimal olunur..." -Ahmet Midhat Efendi, Gönüllü, 66. § "
fayton. Dört adamlık körüklü bir nevi metruk arabadır." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "
Bazı hanımlar kah faytonları, kah uzun arabalarıyla beni almaya gelmekte idiler." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 127. § "
Atları hızlı gidemeyen faytonumuzu Kavaklıdere'de görünce arabanı bir an durdurdun." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 47. § "
Renk renk maşlahlı hanımlar, faytonlar, köşk landonları, şık, çoğu burundan takma Altın gözlüklü ve bastonlu beyler yukarı aşağı gidip geliyordu." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 77. §
"… hatta faytona bile binmiyordu." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 98. §
"Faytona bindim ve arabacıya hızla sürümesini tembih ettim." -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 106. § "
Bazen de hiç sebepsiz devriliverirdi fayton." -Elif Şafak, Mahrem, 35. § "
İki adım atar, sonra döner faytona bakarım." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 335. § "
… vapuru kaçırdığında Üsküdar'a faytonla indik…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 110. 2. Perde ayaklılardan, sıcak deniz kıyılarında yaşayan, uzun kuyruklu bir kuş (Phaeton).