fıkra ne demek?
- 6 sözlük, 6 sonuç.BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
fıkra anlamı Fr. Anecdote
Tuhaf ve nükteli kısa hikâyecik. (FIKRACI, Anecdotier).
Tuhaf ve nükteli kısa hikâyecik. (FIKRACI, Anecdotier).
BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
fıkra anlamı İng. anecdote Alm. Anekdote Fr. anecdote
Kısa bir öykü ya da anlatı.
Kısa bir öykü ya da anlatı.
BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü
fıkra anlamı İng. apecdote Alm. Anekdote Fr. anecdote
Kısa bir anlatı, öykü.
Kısa bir anlatı, öykü.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
fıkra anlamı Fr. 1- anecdote. 2- chronique
1. İnce anlamlı, sakalı öykücük; Bektaşi fıkrası, Nasrettin Hoca'dan bir fıkra vb. 2. gazete ve dergilerin belirli sütunlarında güncel konulan ele alan, başlıklı, imzalı yazı türü.
1. İnce anlamlı, sakalı öykücük; Bektaşi fıkrası, Nasrettin Hoca'dan bir fıkra vb. 2. gazete ve dergilerin belirli sütunlarında güncel konulan ele alan, başlıklı, imzalı yazı türü.
Güncel Türkçe Sözlük
fıkra anlamı
is. 1. ed. Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik: "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." -B. Felek. 2. ed. Köşe yazısı: "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı." -Ç. Altan. 3. huk. Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri: "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir." -Anayasa. 4. Paragraf. 5. anat. esk. Omur.
is. 1. ed. Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik: "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." -B. Felek. 2. ed. Köşe yazısı: "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı." -Ç. Altan. 3. huk. Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri: "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir." -Anayasa. 4. Paragraf. 5. anat. esk. Omur.
Türkçe - İngilizce
fıkra anlamı
isim
1) paragraph
2) joke
3) clause
4) anecdote
5) article
6) funnies
isim
1) paragraph
2) joke
3) clause
4) anecdote
5) article
6) funnies
fıkra eş anlamlısı
omur
is. anat. Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra: Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları.
is. anat. Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra: Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları.
"fıkra" için örnek kullanımlar
Bir fıkra var; SSCB döneminde 2 işsiz komünist konuşuyormuş aralarında.
What a joke, the USSR was talking to the communist period, including two unemployed.
Kaynak: aksam.com.tr'Fıkra'ya göre, Özal, Çin Devlet Başkanı ile buluşur.
'Joke', according to the Özal meets with Chinese President.
Kaynak: ekoayrinti.comVatandaşlar ise fıkra gibi olaya tepkilerini dile getirdi.
Citizens expressed in response to anecdotal event.
Kaynak: e-karaman.comÇok değil, geçen yılın Haziran ayında bir punduna getirip bir fıkra aktarmıştım.
Not much, in June of last year to bring a punduna aktarmıştım a joke.
Kaynak: t24.com.trKaradenizliler in kişileştirilmiş formu olup, daha çok mizah i anlamıyla ve fıkra kahraman ı olarak kullanılmaktadır. Günümüz
Kaynak: Temel
Kaynak: Temel
Nam-ı Kemal, Osmanlıca 'da bir fıkra veya kısa hikâye anlatılmaya başlarken kullanılan ve "adamın biri" anlamına gelen bir terimdir.
Kaynak: Nâm-ı Kemâl fıkraları
Kaynak: Nâm-ı Kemâl fıkraları
Köşe yazısı veya fıkra; bir yazarın herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden
Kaynak: Köşe yazısı
Kaynak: Köşe yazısı
Bektaşi Fıkraları, Bektaşi olarak bilinen tarikat /inanç grubu mensuplarıyla ilgili, halk arasında sıkça anlatılan fıkra lar.
Kaynak: Bektaşi Fıkraları
Kaynak: Bektaşi Fıkraları
Letaifnâme, Divan Edebiyatı 'nda içerisinde güldürücü ögeler bulunan anı-fıkra nitelikleri taşıyan eserlere verilen addır. Kategori:Divan
Kaynak: Letaifname
Kaynak: Letaifname
1961 - Kars ) Türk şiir, fıkra ve hikâye yazarı. " "Ben Senin Yerinde Olsaydım Bunları Kitap Yapardım" kitabına 1999 Türkiye Millî
Kaynak: Sadık Söztutan
Kaynak: Sadık Söztutan
Bir genel köşe başlığı olan yazarlara fıkra yazarı (advice column) denir. Akademik olmayan, halk ağzıyla yazan, nasihatçi yazarlardır.
Kaynak: Köşe yazarı
Kaynak: Köşe yazarı
Tasvir gazetesinde başladığı fıkra yazarlığını Tan , Milliyet , Yeni İstanbul , Ulus gazetelerinde sürdürdü. Çeşitli gazetelerde uzun
Kaynak: Bedii Faik Akın
Kaynak: Bedii Faik Akın
Nükte, Arapçada: ince manalı, zarif ve şakalı söz anlamına gelir Nükte, fıkra ve şaka kavramlarıyla bağlantılı olup aynı şeyi ifade etmez.
Kaynak: Nükte
Kaynak: Nükte
1 Ağustos 1961 'de Tercüman Gazetesi 'inde "Tercüman" imzasıyla ilk fıkrasını yazdı. 1 Ocak .1962 'de Yeni İstanbul Gazetesinde fıkra
Kaynak: Galip Erdem
Kaynak: Galip Erdem
Tarık Buğra, (d. 2 Eylül 1918 – ö. 26 Şubat 1994 ). Roman , hikâye , oyun ve fıkra yazarı. Gazeteci. Biyografi: Tarık Buğra Akşehir 'de
Kaynak: Tarık Buğra
Kaynak: Tarık Buğra
Hikâye , roman , komedi , nükte, fıkra, hiciv, taşlama gibi şekillerde karşımıza çıkan bu eserlerin en önemli özelliği espri adı verilen
Kaynak: Mizah
Kaynak: Mizah
Dünyanın en eski eylemlerinden biri sayılabilecek hırsızlık, destan , masal , fıkra , roman , fabl , film gibi yazılı, sözlü yahut görsel
Kaynak: Hırsızlık
Kaynak: Hırsızlık
Gezi, anı, fıkra türünde eserler verdi. Halkın hizmetin sunmak amacıyla Türkiye'nin içinde ve dışında çıkan Türkçe gazete ve dergilerin
Kaynak: Hakkı Tarık Us
Kaynak: Hakkı Tarık Us
Nasreddin Hoca, komik hikayeleri ve fıkra larıyla hatırlanan ve aynı zamanda popülist bir filozof olan bilgeydi. Ayrıntı: Yakın Doğu , Orta
Kaynak: Nasreddin Hoca
Kaynak: Nasreddin Hoca
Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi 'yle tanınmaktadır.
Kaynak: Reşat Ekrem Koçu
Kaynak: Reşat Ekrem Koçu
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
