Falcon'u havalandırmak için gökyüzüne ileri doğru
fırlatmak yeterli.
Falcon launch forward enough to ventilate the sky.
Kaynak: nationalgeographic.com.trAncak şahsın bizzat kendisine yoğurt
fırlatmak aska "sembolik" değildir.
However, the person himself, throwing yogurt aska "symbolic" is not.
Kaynak: azinlikca.netKuş
fırlatmak için biraz fazla değil mi bu kadar işlem gücü.
Bird Is not that a bit too much processing power to launch.
Kaynak: chip.com.trkavga esnasında konuklardan biri öteki konuğa
fırlatmak için koltuğu eline aldı.
During the fight one of the guests took up his seat to throw the other guests.
Kaynak: haberler.comGeri tepmesiz top veya geri tepmesiz tüfek terimleri ağır mermileri
fırlatmak için kullanılan hafif yapıdaki silahlara verilen addır.
Kaynak: Geri tepmesiz tüfekBalista "
fırlatmak" anlamına gelen Yunanca "ballistra" kelimesinden türemiştir. Sicilya ve Batı Yunan Kolonilerinin Tiran ı I. Dionysius
Kaynak: BalistaBalistik füze denizaltısı, balistik füze ler (SLBM )
fırlatmak için donanmış bir denizaltı türüdür. Açıklama: Balistik füze denizaltıları,
Kaynak: Balistik füze denizaltısıDünyada uzay mekiklerini
fırlatmak amacıyla oluşturulmuş dört tane fırlatma rampası inşa edilmiştir. Bunlardan iüç tanesi Amerika Birleşik
Kaynak: Uzay mekikleri fırlatma rampalarıKatapult adı Yunanca da κατα (karşı) ve παλλειγ (
fırlatmak) adlarının birleşmesiyle türetilmiştir. Çeşitleri vardır: Trebuchet, Mangonal,
Kaynak: MancınıkJet ise Latincede "
fırlatmak" anlamına gelir. Newton'un 3. Yasası uyarınca yüksek hızda gazları geriye iterken, kendisi ters yönde bir
Kaynak: Turbojet30 Ekim 2002'den bu yana Rusya Federal Uzay Ajansı 'nın Soyuz uzayaracı nı
fırlatmak için kullandığı tek roket olmuştur. Mart 2009 itibarı
Kaynak: Soyuz-FGGenellikle yanıcı bir maddeyle kaplı büyük taş ya da kayalar
fırlatmak için kullanılırdı. Ayrıca bkz. : Katapult Balista Dış bağlantılar
Kaynak: OnagerVelites, düşmana
fırlatmak için birkaç hafif mızrak (hastae velitares) ve yakın dövüşler için kullanılmak üzere kısa bir tür kılıç olan
Kaynak: Velites1950'lerin başında hem ABD hem de SSCB uzaya ilk uyduyu
fırlatmak için birbirleriyle bir yarış içine girmişlerdi. İki devletin başarısız
Kaynak: Sputnik Krizisayesinde cisimleri hareket ettirmelerine ve genellikle düşman karakterlerin üzerine cisim
fırlatmak için kullandıkları hayali bir silahtır.
Kaynak: Gravity Gunsavaş taktiği düşmanla gladius 'la dövüşme mesafesine girmeden hemen önce sahip olduğu pilum'u düşman saflarına
fırlatmak üzerine kuruluydu.
Kaynak: PilumBu süre mayını
fırlatmak için yeterli bir zamandı. Sahip olduğu mıknatıslar sayesinde mayın metal yüzeylere kolaylıkla yapışmaktaydı.
Kaynak: Type 99 mayınıÖzellikle Doğu Estonya bölgesinde, Kalevipoeg'in düşmanlarının üstüne
fırlatmak için dev kayaları taşıdığı, ve hatta bir kirpinin ona
Kaynak: Kalevipoegthrow | threw | thrown |
fırlatmak | understand | understood | understood | anlamak | wake | woke | woken | uyanmak |
Kaynak: Düzenli-Düzensiz FiillerUSAF uçaklardan
fırlatmak için AGM-86 , hem USAF hem de Deniz kuvvetleri kamyon ve gemilerden
fırlatmak için AGM-109 modelini seçmiştir.
Kaynak: Seyir füzesiÇuvalların yerini değiştirdikten sonra soyunur, elbiselerini yığının üzerine
fırlatmak yerine düzgünce katlar ve yeniden çuvalının içine
Kaynak: Sözsüz Oyun IIEn heybetlisini tuz buz etmek için üç beş kelle
fırlatmak yeter. Masalda yukarda aktardığımız açık hisse yanında başka mesajlar da verilir.
Kaynak: Sırça Köşk (öykü)Resmin tam ortasında muhtemelen, dini bir ritüel olan perhiz günleri öncesi bir ailenin, ayaklarından bağlı bir kaza sopa
fırlatmakKaynak: Hasat Zamanı (tablo)SPITMAK:
fırlatmak,atmak,fıydırmak. ÇAVA:yabancı insan. RASPİSKA:adı bilinmeyen herhangi bir nesneye verilen isim. MUK:susmak,eylemsizlik
Kaynak: Yakuplu, Çorlu