Bu arada laf aramızda, kulağınıza bir şeyi
fısıldamak istiyorum.
In the meantime, between you and me, I want to whisper something to your ear.
Kaynak: batmancagdas.comVe seni sevdiğimi
fısıldamak..
And I whisper I love you ..
Kaynak: gazetea24.comKumrular gibi serçeler, diğer kuş türleri ve uzak diyarlardan dönmeye başlayan göçmen kuşları da var müjdeyi
fısıldamak için.
Doves, such as sparrows and other bird species and migratory birds have started to return to preach the gospel to distant lands to whisper.
Kaynak: gundemkibris.comBöylece, kalabalık içinde bu teoriye sadakatlerini haykırmak, tenhada ise gerçek düşüncelerini
fısıldamak suretiyle, korku içinde bir oyunu sürdürmek mecburiyetindedirler.
Thus, in the crowd to shout their loyalty to this theory, the real thoughts of solitude by whisper, are obliged to maintain a game in fear.
Kaynak: risaleajans.com