Sadece falanca ve
filanca STK'ların toplantılarını haber yapmakla meşguller.
I just know so-and-so and so-and-so busy making meetings of NGOs.
Kaynak: sonhaber.nlNiye
filanca yere gidiyorsun, şimdi sırası mıydı denemez.
Why are you going to such and such place, did not attempt to order now.
Kaynak: haberx.com10 milyon borç alındı diye
filanca şirketi hedef almadım.
Retrieved 10 million debt he did not target such and such company.
Kaynak: kibrispostasi.comDur bakıyım şu ilerdeki
filanca dükkanda olması lazım.
I look at so-and-so stop shop that future should be.
Kaynak: blog.milliyet.com.trErtesi sabah Boaz, kasabanın ihtiyarları önünde durumu, ilk söz hakkı olan akraba Ploni Almoni ("
filanca")'ye anlatır fakat bu akraba
Kaynak: Rut kitabıGelenekleri arasında düğünlerde gelen takı ve hediyeler gelinlerin başından "Ebede ebede, buda
filanca kişiden" diye sölenir.
Kaynak: Başalan, KavakBelgisiz sıfat:
filanca. her. herhangi bir. hiç. hiçbir. kimi. nice. öbür. tüm" "Bir" sözcüğü "tek bir adet" anlamında kullanıldığında asıl sayı sıfatı olur ve
Kaynak: Sıfat