Hollandalı oyuncunun son haftalardaki yaptığı yükselişi
alkışlamak gerek.
Dutch players have to applaud his rise in recent weeks.
Kaynak: goal.comHolosko'nun Niang'ın attığı golde kafayla yaptığı asisti
alkışlamak gerek!
Niang scored his assists Holosko'nun Golde head to applaud!
Kaynak: skorer.milliyet.com.trBeşiktaş ' a gelirsek bu takımı ayakta
alkışlamak gerektiğini düşünüyorum.
Let 's if we think we should applaud this team standing.
Kaynak: spor.haber3.comVe bu gece elbette tüm öğrencileri, hocalarını
alkışlamak için orada olacaklar.
And tonight, of course, all the students, their teachers will be there to applaud.
Kaynak: sabah.com.trŞakşakçı, özellikle tiyatro da oyunu
alkışlamak için para yla tutulan kimse Bu kişilerin amacı bir oyunun ya da oyuncunun başarısını
Kaynak: ŞakşakçıTurgay Nar'dan çöplüğün öyküsü : yürekten
alkışlamak gerekir." "Burçay Anger, AYDINLIK, 25 Mart 1995 nicedir yitirdiğimi sandığım tiyatro
Kaynak: Çöplük (oyun)Bu yer, sadece Hitler'in dünya kamuoyu için yapacağı konuşmaları
alkışlamak maksadıyla toplanılan ve onun isteklerini “kaydeden” bir
Kaynak: Nasyonal sosyalizm