Firik buğdayın başak haline geldiğinde sararmadan tanelerinin çıkarılması ile elde edilir.
When the spike into the wheat grains obtained by subtracting Firik is sararmadan.
Kaynak: yemek.haber7.com Ne kadar çabuk
firik kullanıyorlar.
The sooner you use firik.
Kaynak: trtspor.com.trGüzel terbiye etmişler, bu işin olmazsa olmazı kuyruk yağını esirgemeyip içini kurutmadan pişirmişler.
Firik pilavıyla iyi gidiyor.
They've Fine finishing, drying the inside of esirgemeyip cooked fat tail sine qua non of this business. Firik pilaf is going well.
Kaynak: milliyet.com.trFirik olarak pişirildikten sonra, birazcık mangal üzerinde " terlemeye" bırakılan Gaziantep'e has patlıcan kebabını yiyenlerin beğenisini kaznmayı hak ediyor.
After cooking in the oven, on the grill a little bit of "sweat" the eggplant kebab has left Gaziantep deserves to win the admiration of those who eat.
Kaynak: gaziantephaberler.com Pilavlar; özbek pilavı , etli dövme ,
firik pilavı , iç pilavı , mercimekli pilav , havuç aşı , çağla aşı ve buğulama aşı Piyaz ve
Kaynak: Gaziantep mutfağıKültür : Musluğun yanından
firik ederik, Kepirin gırında gavurub yirik, Anamgil asbab yur; bizde çimerik, Garşı guyya gidelim mi, gobeller?..
Kaynak: Yerli, İskilipKöyün yemek çeşitlerinden bazıları: Bulamaşı çorbası, mercimekli helle, boreni, arabaşı,
firik hellesi. Coğrafya: Yozgat iline 46 km, Sorgun
Kaynak: Halilfakılı, Sorgunİhraç edilecek narenciyelerin naklinde frigo
firik nakil vasıtalarının kullanımı bu esasa dayanır. Aynı düşünce ile hastalıklarla da
Kaynak: Fiziksel mücadele (tarım)Yeğin olur yaylaların ışkını Ben neniyim adilenin şaşkını Arpalar erdi de buğdaylar
firik Benim de sevdiğim gazenin erik. Mani: Anonim -
Kaynak: Davulga, EmirdağKaracaören Sözlüğü ! :
firik | olgunlaşmak üzere olan buğday | ganare | doyumsuz | Garaandere | beyaz üzüm | Gizir | köy bekçisi |
Kaynak: Karacaören, Boztepecağırtlak kebap, doğrama, ekşili taraklı kebap, erik tavası,
firik pilavı, kavurma, kuşbaşı kebap, küşneme, lahmacun , patlıcan kebabı,
Kaynak: GaziantepTarihi :
firik - civcivin büyük hali , tavugun kücük hali. gadasını almak - sevdiğini belirten bir ifade. geleni-tarla faresi. gıdık -çene altı
Kaynak: Küpeli, Özvatan