Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

FOS ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Terimleri Sözlüğü

FOS anlamı İng. fructoligosaccharides
Frukto-oligosakkaritler.

Güncel Türkçe Sözlük

fos anlamı
sf. argo Çürük, temelsiz, boş, kof.

Türkçe - İngilizce

fos anlamı
ünlem
1) splash!
2) plash!

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

fos anlamı
Çelik çomak oynarken, çeliğe eldeki çomağın çarpmaması, boşa gitmesi.

-Sivas
-Kırşehir
Eldirek *Fethiye -Muğla

fos anlamı
Hiç eziyet, sıkıntı çekmemiş, zorlukla karşılaşmamış (kimse).

Çeltek *Yeşilova -Burdur

FOS eş anlamlısı

boş
sf. 1. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı: "Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." -A. Gündüz. 2. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal: Boş kadro. 3. Yapılacak işi olmayan, işsiz: Bugün sabah boşum, gelebilirsin. 4. mec. Verimsiz. 5. mec. Anlamsız: "Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?" -N. Hikmet. 6. zf. mec. Habersiz, hazırlıksız bir biçimde: "Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım." -O. Pamuk. 7. mec. Bilgisiz: "Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar." -S. F. Abasıyanık. 8. mec. Bir işe yaramayan, yararsız: "Yaşlı başlı insanlarız dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz." -R. N. Güntekin.
kof
sf. 1. Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olan: Kof ceviz. 2. mec. Boş, değersiz, bilgisiz, yetkisiz (kimse): "Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır." -H. R. Gürpınar. 3. mec. Güçsüz, dermansız: Kof adam.
temelsiz
sf. 1. Temeli olmayan. 2. mec. Gerçek veya sağlam olmayan, asılsız, yanlış: "Bu temelsiz sözler sonradan çürütülmüştür." -S. Birsel. 3. zf. mec. Asılsız olarak, gerçeğe aykırı bir biçimde.

"FOS" için örnek kullanımlar

'İmralı tutanaklarını çaycı sızdırdı' iddiası fos çıktı!
'Imrali leaked minutes of the tea sellers' claim is a hoax!
Kaynak: takvim.com.tr
Konjonktür değişir, rüzgâr olur, kıl döner gibi beklentiler fos çıkar.
Cyclical changes, is the wind, such as the hair returns will fos expectations.
Kaynak: kentgazetesi.com
4 yıl boyunca tek o podyum sayesinde geçebilmiş gerisi fos.
The rest of the podium thanks to a single geçebilmiş fos for 4 years.
Kaynak: trf1.net
Fotoğraf sözcüğü, eski yunanca φῶς, fos, φωτός, fotos, "Işık (Gök cisimlerinin)“, "Aydınlık“ ve γράφειν, grafein, "Çizmek“, "Kazımak“,
Kaynak: Fotoğraf
Öte yandan, İngiliz sosyolog Mark Fenster 'a göre belgelendirilebilen pek çok komplo teorisinin fos çıkması, bunların hepten önemsiz
Kaynak: Komplo teorisi
üç dört tane kendini farklı tanıtan insanların adına çete denilen ve fos çıkan bir operasyondur. Üyeleri arasında emekli bir Emniyet Genel
Kaynak: Sauna Çetesi
Örnek verecek olursak Kırma, kide (Gömme), dızmana, sarı burma, gözleme (tatarlardaki çiğ börek gibi ancak çok kabarık göz göz ve fos fos
Kaynak: Başkurt, Çifteler

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.