Diyebilirim ki, hükümetin Suriye politikası
allak bullak olmuş.
I would say the government's Syria policy is a mess.
Kaynak: iha.com.trEmine'nin neyi vardır, sonuçlar çıktığında neden
allak bullak olmuştur?
What are Emine, the results have been at sixes and sevens when the cause?
Kaynak: haberciniz.bizPiyasa bir anda iki bankanın Borsa'da hızla yükselmesi ile
allak bullak oldu.
With the rapid rise in the stock exchange of the two banks at a time the market was at sixes and sevens.
Kaynak: netgazete.comTranslık, ikili cinsiyet sistemini
allak bullak eden bir şey.
Translık, something that obfuscate the binary gender system.
Kaynak: radikal.com.trÜç dişli yabası ile denizleri
allak bullak eder, karaları sarsar, depremler yollardı. Bunun için Poseidon'a Enosikhthon ile Gaeiokhos
Kaynak: Poseidon.evet (van Hoddis'in) 'Weltende' şirinin ortalığı
allak bullak eden başarısı, o devirde yazanların üzerinde şaşılacak denli etkili
Kaynak: Johannes R. Becherkaybeden antikacı Guido'nun arabasında bulunan bir Kıpti parşömen filmi, ölen antikacının eşi Anne von Seyditz'in tüm yaşamını
allak bullak eder.
Kaynak: Beşinci İncilNarin için tam her şey yoluna girmişken, hayatının
allak bullak olması demektir bu." "Hayat artık bu kez merhamet et bana" Karakterler
Kaynak: Merhamet (dizi)Oysa şiirin en yüce öğesi aklı
allak bullak etmesi, onu yıkmasıdır. Bu şiirin diğer bir temsilcisi Edip Cansever ise görüşünü şöyle ifade
Kaynak: Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatıEdward onu terk ettiğinde yaşamı aniden
allak bullak oluyor. Robert Pattinson , Edward Cullen : Bellanın sevgilisi olan vampir.
Kaynak: Yeni Ay (film)yaşamı nişanlısı Jenny'nin (Mia Kirshner ) yanına taşınması ve ardından Marina'ya (Karina Lombard) aşık olması ile
allak bullak olacaktır.
Kaynak: The L WordTurgay Nar'dan çöplüğün öyküsü : "Çöplük'le
allak bullak olmuştum. Sorumluluklarının bilincinde bireylerin oluşturduğu bu ekip çalışması
Kaynak: Çöplük (oyun)