gazoz anlamı Fr.gazeuse
Meyve esansı, şeker ve karbon asidi ile yapılan, basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan içecek:§
"Masanın üstünde boş gazoz şişeleri duruyordu." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 86. § "
İçecek iyi suyu, gazoz ve limonataları var." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 358. § "
Elinde gazoz şişesine doldurulmuş sütle mutfaktan gelir." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar (Evcilik Oyunu, Tombala, Çatıdaki Çatlak), 180. §
"O gazozları ilaçla yapıyorlar; olmaz." -
Reşat Nuri Güntekin, Tanrı Misafiri, 75. §
"Deminki garson, masayı elindeki bezle silerek, kahve, çay, ayran, limonata, gazoz..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 348. §
"Yüzbaşı, gazoz, sakallısı bira içiyordu." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 108. §
"Onun için her şey gazoz ve ıstakoz hakkını teyit eden bir buluş mahiyetindeydi." -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 305. § "
Ben gazoz isterdim." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 150. § "
Herif diyeceklerini, önceden gazoz gibi çalkalıyor, adeta köpürtüyordu: -Gidecekler." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 405.