geçiş anlamı İng. pass, run Fr. passe
Bir veri kümesi üzerinde bir kez uygulanan iş dönemi.

geçiş anlamı İng. transition Osm. kuantum atlaması Alm. Quantensprung Fr.transition
Bir öğecik eksiciğinin ya da bir çekirdeğin uyarılmış bir halden daha düşük erkeli kararlı bir hale dönmesi ya da bunun tersi olay; geçişler belli tutarda erke salımı ya da erke soğurumu ile olur.

geçiş anlamı İng. transition Alm.Übergang Fr.transition
Çeşitli etkenler yüzünden, dizgenin bir nicem durusundan başka bir nicem durusuna atlaması.

geçiş anlamı İng. passage Alm. Durchgang Fr. passage
Seyircilerin yerlerine gitmeleri için seyir yerinde bulunan geçiş yeri.

geçiş anlamı İng. pass Alm. Pass Fr. passe
Trapez cambazının bir trapezden ötekine geçip taşıyıcıya tutunması, taşıyıcıdan yine kendi trapezine geçmesi. Geçiş'in üç evresi vardır: kaçış, akrobatik takla ve düşmeden trapezi yakalama.

geçiş anlamı Fr. passage
(Resim) Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton.

geçiş anlamı İng. passage
1. Bağırsakların boşalması. 2. Bir yerden diğer bir yere hareket etme. 3. Katater, prop gibi bir aletin bir kanalın içinden geçmesi.

geçiş anlamı İng. transition Osm. transisyon Alm. Übergang Fr. transition
Bir durum, evre ya da biçimden ötekine niteliksel değişim.

geçiş anlamı İng. occurrence Alm. Vorkommen Fr. occurrence
B gibi bir deyimdeki A nın belli bir geçiş'i, B nin A biçiminde olan belli bir bölümü demektir.|| Örn.ABCAABCdeyiminde AB deyiminin 2 ncigeçişi ABCAABC deyiminin 5 nci ile 6 ncı üyelerinden oluşan AB biçimindeki bölümü demektir.

geçiş anlamı İng. drive, film drive (advance, transport, run, movement, travel), advance, feed, transport, run, movement (of the film), travel, pulldown Osm. geçme, yürüme Alm. Filmtransport,
Sinem. Filmin çeşitli sinema aygıtlarının düzeneğinde ileriye ya da geriye doğru düzenli devinimi; özellikle filmin alıcı ya da gösterici penceresi önünde devinimi.

geçiş anlamı İng. transition Osm. intikal Fr. transition
Hakkın bir kişiden başkasına geçmesi.

geçiş anlamı İng. 1.2- transition, 3- passing, 4- passage, 5- change-over Osm. 1- transisyon; 2,3,4,5- pasaj Fr. 1,2- transition; 3,4- passage; 5- défilement
1- fizik, kimya: Türlü etkenler yüzünden, dizgenin bir nicem durumundan başka bir nicem durumuna atlaması. 2- metalbilim: Bir durumdan başka bir duruma ya da bir biçimden başka bir biçime geçme olayı. 3- bilişim: Karışık bir işlemin bir basamağını oluşturan temel işlemin uygulanması için, verilerin elektronik hesap aygıtından geçirilmesi. 4- gökbilim: Bir gökcisminin gözlemcinin gözü ile başka bir gökcisminin ya da belirli bir bakış doğrultusunun arasına girdiği an. 5- sinema: Bir gösterinin sürekliliğini sağlamak üzere iki gösterici kullanıldığında, birinci göstericideki makara sona ererken ara vermeksizin, öbür göstericide hazır bulunan makarayı göstermeye başlama.

geçiş anlamı
is. 1. Geçme işi: "Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum." -R. N. Güntekin. 2. Herhangi bir durumdaki değişme, intikal: Geçiş dönemi. 3. Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton. 4. dil b. Ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi. 5. müz. Bir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama.

geçiş anlamı İng. transition Alm.Übergang Fr.transition
Bir durum, faz veya biçimden diğerine değişim.

geçiş anlamı
isim
1) transition
2) passage
3) pass
4) passing
5) changeover
6) progression
7) modulation
sıfat
1) transition

geçiş anlamı
Yarış, yarışma.

Sarıyer -Zonguldak