Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

gedik ne demek?

 - 9 sözlük, 27 sonuç.

BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü

gedik anlamı
Bkz. Ses gediği.

BSTS / Kitaplıkbilim Terimleri Sözlüğü

gedik anlamı İng. lacuna (lacunae)
1- Kitaplıktaki dermede doldurulması beklenen boşluk ya da boşluklar. 2- Kaynakçada, özellikle geri dönüşlü çalışmalarla doldurulması gereken boşluk ya da boşluklar.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü

gedik anlamı
1- Büyük kurumlarda ve saraylarda, sayıları belli ve değişmez hizmet yerleri, görev ve ayrıcalıkları. 2- Esnafa, zanaatlarını uygulayabilmeleri için verilen izin ya da ayrıcalık belgesi.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

gedik anlamı
Bıçak gibi kesici aygıtların ağız kısımlarında, zamanla ortaya çıkan çentikler. (Zeyve *Söğüt -Bilecik)

Güncel Türkçe Sözlük

gedik, -ği anlamı
is. 1. Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne: "Kalenin gedikleri / Şekerdir yedikleri" -Halk türküsü. 2. Dağ geçidi. 3. mec. Boşluk, eksiklik: "... kanunların gediğinden alabildiğine yararlanıp küpünü doldurmuş bir açıkgözdü." -H. Taner. 4. mec. Güçlük, güç durum: Gedikten kurtulmak. 5. ask. Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer. 6. tar. Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz. 7. esk. Eksik dişli.

Kişi Adları Sözlüğü

Gedik anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Büyük çentik, yıkık yer. 2. Dağ geçidi. 3. Güçlük, güç durum. 4. Yüksek yer, tepe. 5. Ayrıcalık, verilmiş hak. 6. Görev, vazife.

Türkçe - İngilizce

gedik anlamı
isim
1) breach
2) inroad
3) notch
4) crevice
5) nick
6) rent

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

gedik anlamı
1. Köyün ya da çiftliğin arazisinin dörtte biri. 2. 320 dekarlık alan.
gedik anlamı
1. Dükkan ya da kahve kiralarken verilen para. 2. Dükkân başkasına devredilirken içinde bırakılan mal.
gedik anlamı
1. Yolların görülebilen yeri, ufuk. 2. Sınır.
gedik anlamı
Yüksek yer, tepe.

Çandır *Sütçüler -Isparta
Kuşbaba *Bucak -Burdur
*Bandırma -Balıkesir
Eskiyüreğil, Köprücek *Emet -Kütahya
Gözene -Malatya
önsen, Hartlap -Maraş
-Ankara
Aslanköy *Mersin -İçel

gedik anlamı
1. Bahçe, bağ kapısı. 2. Bahçe ya da tarlalara hayvanların geçmemesi için yapılan engeller, çit.
gedik anlamı
Sokak.

Bekilli *Çal -Denizli
*Bor -Niğde
Uğurlu *Ermenek -Konya
Yerkesik -Muğla

gedik anlamı
Ağzı yamuk (kimse).

*Merzifon -Amasya

gedik anlamı
Çocuk ayakkabısı, patik

-Ankara ve çevresi

gedik anlamı
< ET ked-ik: Kavisli geçiş yeri, yolu
gedik anlamı
Birkaç kişi tarafından ortak olarak alınan kurbanlık hayvan

Kırşehir

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Gedik anlamı
Ağrı ili, Diyadin ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Ankara ili, Haymana ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Antalya ili, Serik ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Ardahan ili, Göle ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Aydın ili, Nazilli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Çanakkale ili, Evciler bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
gaziantep ili, Oğuzeli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
İzmir ili, Kiraz ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Şanlıurfa ili, Karacadağ bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gedik anlamı
Şırnak ili, Oyalı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

gedik eş anlamlısı

boşluk
is. 1. Oyuk, çukur, kapanmamış yer. 2. Boş olan yer: "Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı." -İ. O. Anar. 3. Kesinti, kopukluk. 4. Boş geçen süre: Bu boşluktan sıkılıyorum. 5. Eksiklik, yoksunluk duygusu: "Bağlama telleri, tef zilleri ses verdikçe duvarlarda moda dergilerinin boşlukta kalan orta sayfalan süs fenerleri gibi bir o yana, bir bu yana döndü." -L. Tekin. 6. mec. Yetersizlik: "O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor." -R. H. Karay.
eksiklik
is. Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan: "Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin?" -O. S. Orhon.
imtiyaz
is. (imtiya:zı) 1. Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık: "Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin." -N. Hikmet. 2. huk. Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin. 3. tar. Gedik.
rahne
is. esk. Gedik: "Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş." -A. Ş. Hisar.

"gedik" için örnek kullanımlar

Sevgilisini en önde izleyen Gedik, objektiflere poz vermeyi de ihmal etmedi.
Green's girlfriend after the premier, did not neglect to pose for the cameras.
Kaynak: magazin.haberturk.com
Orduyu şekillendiren de, bu siyasal düzende gedik açacak ne varsa onu ezmek ve sindirmek oldu.
In shaping the army, the political order to crush and digest whatever it was to breach.
Kaynak: evrensel.net
Ömür GEDİK · [email protected].
Life GEDIK · [email protected].
Kaynak: hurriyet.com.tr
Yeni nesil tahripkâr sol ideolojinin mevzilerinde gedik açılmalı ve bu karabasan bir an evvel dağıtılmalı.
The new generation of leftist ideology damaging rift opened positions, and this nightmare be distributed as soon as possible.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Osmanlı Devleti döneminde kale, palanka ve tabya kuşatmalarında, surları çökertmek ya da gedik açmak, düşman kuvvetlerinin ordugahına
Kaynak: Lağım

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.