gelgeç ne demek?
- 4 sözlük, 6 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
gelgeç anlamı
sf. 1. Geçici: "Bugün varsa yarın yok. Gelgeç bir misafir." -R. N. Güntekin. 2. Hercai.
sf. 1. Geçici: "Bugün varsa yarın yok. Gelgeç bir misafir." -R. N. Güntekin. 2. Hercai.
Türkçe - İngilizce
gelgeç anlamı
sıfat
1) fickle
2) inconstant
3) volatile
4) flighty
sıfat
1) fickle
2) inconstant
3) volatile
4) flighty
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
gelgeç anlamı
1. Direşmez, sebatsız (kimse): O çok gelgeç bir insandır. 2. Unutkan (kimse). 3. Güzel: Gelgeç kadın.
1. Direşmez, sebatsız (kimse): O çok gelgeç bir insandır. 2. Unutkan (kimse). 3. Güzel: Gelgeç kadın.
gelgeç anlamı
Köprü.
Köprü.
-Bursa
*Yıldızeli -Sivas
gelgeç anlamı
İlkel su döşemi.
İlkel su döşemi.
-Sivas
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Gelgeç anlamı
Balıkesir ili, Sarıköy bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Balıkesir ili, Sarıköy bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
gelgeç eş anlamlısı
geçici
sf. 1. Çok sürmeyen: "Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim." -P. Safa. 2. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı: "Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?" -H. E. Adıvar. 3. Bulaşan, bulaşıcı. 4. is. Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu: "Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor." -C. Şehabettin.
sf. 1. Çok sürmeyen: "Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim." -P. Safa. 2. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı: "Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?" -H. E. Adıvar. 3. Bulaşan, bulaşıcı. 4. is. Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu: "Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor." -C. Şehabettin.
hercai
sf. (herca:i:) 1. Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç. 2. Aşkta değişken, vefasız.
sf. (herca:i:) 1. Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç. 2. Aşkta değişken, vefasız.
"gelgeç" için örnek kullanımlar
Ancak rakiplerinin savunma zaaflarından oluşan gelgeç pozisyonlar bulabildiler.
However, fickle position of competitors weaknesses found the defense.
Kaynak: sabah.com.trMuhtarlık: 2009 -Sabri gelgeç: 2004 -Sabri gelgeç: 1999 -Sabri gelgeç: 1994 -Sabri gelgeç: 1989 -Sabri gelgeç: 1984 -Nurettin eköz
Kaynak: Karlı, Kavak
Kaynak: Karlı, Kavak
Bunun yanısıra çifte Karagözlü muhavere, gelgeç muhaveresi ve ara muhavere çeşitleri de vardır. Asıl hikayenin anlatıldığı, diğer tiplerin
Kaynak: Geleneklsel türk seyirlik oyunları
Kaynak: Geleneklsel türk seyirlik oyunları
İstenmeyen ciddi fiyat düşüşlerinden kaçınmak için kıymetli bir kâğıtta ticaret için otomatik olarak bir gelgeç müdahalesi uygulanabilir
Kaynak: Borsa
Kaynak: Borsa
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
