Kulak arkasından dokuyu alıp onu üreterek
gençleşme tedavisi yapıyoruz.
I do take the tissue behind the ears produce rejuvenation treatment.
Kaynak: haberturk.comYeni
gençleşme teknoloji dönemi başladı.
Began a new period of rejuvenation technology.
Kaynak: saglik.milliyet.com.trBu karışım cilde uygulandığı zaman yeniden yapılanma ve
gençleşme ortaya çıkıyor'' diyor.
This mixture is applied to the skin occurs when the restructuring and rejuvenation,'' he says.
Kaynak: haber7.comEzeli rakipleri Milan sancılı da olsa bu
gençleşme süreçlerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Albeit painful arch rivals Milan are trying to perform this rejuvenation process.
Kaynak: ttk.sporx.comUzun süre tahtta kalabilmek için her 30 yılda bir sihirli bir tören olan
gençleşme festivali (heb-set ) yapılıyordu. Firavun öldüğü zaman
Kaynak: FiravunO yıl Brøndby IF yeni bir yapılanma ile
gençleşme yoluna gidiyordu ve şampiyonluk kazanamadı. Buna rağmen Høgh kişisel olarak iyi bir
Kaynak: Jes HøghKongre ile beraber partinin içine girdiği yeniden yapılanma ve
gençleşme hamlesine bağlı olarak genel başkanlığı 29 yaşındaki Erkan Baş 'a
Kaynak: Türkiye Komünist Partisi (2001)2009 yılında yapılan TKP 9.Kongesinde kongrede alınan
gençleşme ve atılım kararları gereği genel başkanlığı bıraktı, yerine 29 yaşındaki
Kaynak: Aydemir Gülerelde etmişler, Hellas'ın bile tadına varamadığı oranda bir çeşit barış ve uyum içinde genel bir
gençleşme yerleşmiş geleneklere eşlik etmişti.
Kaynak: Neron