gevezelik ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
gevezelik, -ği anlamı
is. 1. Geveze olma durumu, zevzeklik, lafazanlık: "Gevezeliklerine Tam zamanında son vermişler." -N. Hikmet. 2. Düzensiz, gelişigüzel konuşma, yazma: "Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız." -S. F. Abasıyanık.
is. 1. Geveze olma durumu, zevzeklik, lafazanlık: "Gevezeliklerine Tam zamanında son vermişler." -N. Hikmet. 2. Düzensiz, gelişigüzel konuşma, yazma: "Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız." -S. F. Abasıyanık.
Türkçe - İngilizce
gevezelik anlamı
isim
1) babbling
2) chattering
3) chitchat
4) clack
5) prattle
6) cackle
7) gossip
8) yap
9) rattle
10) gabble
11) prate
12) gab
13) jive
14) tattle
15) loquacity
16) comment
17) garrulity
18) indiscretion
19) windiness
20) volubility
21) jaw
22) mouthiness
23) loquaciousness
24) talkativeness
25) chinwag
26) talky-talk
isim
1) babbling
2) chattering
3) chitchat
4) clack
5) prattle
6) cackle
7) gossip
8) yap
9) rattle
10) gabble
11) prate
12) gab
13) jive
14) tattle
15) loquacity
16) comment
17) garrulity
18) indiscretion
19) windiness
20) volubility
21) jaw
22) mouthiness
23) loquaciousness
24) talkativeness
25) chinwag
26) talky-talk
gevezelik eş anlamlısı
düzensiz
sf. 1. Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam: "Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yan aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." -A. Kutlu. 2. Sistemsiz.
sf. 1. Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam: "Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yan aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." -A. Kutlu. 2. Sistemsiz.
lafazanlık
is. Gevezelik: "Artık lafazanlığı bırakalım da biraz biraz iş görelim, değil mi?" -P. Safa.
is. Gevezelik: "Artık lafazanlığı bırakalım da biraz biraz iş görelim, değil mi?" -P. Safa.
yazma
(I) is. 1. Yazmak işi, tahrir: "Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm." -A. Ağaoğlu. 2. Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap. 3. hlk. Kaba kulak hastalığı.
(I) is. 1. Yazmak işi, tahrir: "Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm." -A. Ağaoğlu. 2. Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap. 3. hlk. Kaba kulak hastalığı.
yazma
(II) is. 1. Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez. 2. sf. Bu bezden yapılmış: "Sırtında siyah bir yeldirme, başında yazma bir baş örtüsü, çenesinin yanında ilmikli" -H. E. Adıvar.
(II) is. 1. Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez. 2. sf. Bu bezden yapılmış: "Sırtında siyah bir yeldirme, başında yazma bir baş örtüsü, çenesinin yanında ilmikli" -H. E. Adıvar.
zevzeklik
is. Gevezelik: "Analar, babalar, çocuklarının durmadan soru sormasını bir çeşit zevzeklik sayar." -H. Taner.
is. Gevezelik: "Analar, babalar, çocuklarının durmadan soru sormasını bir çeşit zevzeklik sayar." -H. Taner.
"gevezelik" için örnek kullanımlar
Aslında çalan müzik de gevezelik etmeye pek uygun değildi aslında.
In fact, the fact that the music was not really suitable to the chatter.
Kaynak: hurriyet.com.trÖzgümüş, "Gevezelik yapma, otur yerine" diyerek karşılık verdi.
Özgümüş, "making small talk, sit down," he responded.
Kaynak: haber7.com"Konuşma, gevezelik yapma. Gevezelik yapma, otur yerine."
"Talk, do not babble. Babbling do not, sit down."
Kaynak: trt.net.trÖzgümüş, "Gevezelik yapma" diye bağırdığı Metiner'i kürsüye çağırdı.
Özgümüş, "making small talk," he shouted Metiner'i gave the floor.
Kaynak: cnnturk.comÇürük Yumurta Kenti'nde yaşayan Tiktak ve Tıktık isimli iki karga, günlerini şehir meydanındaki sakız ağacının üstünde gevezelik yaparak
Kaynak: Domates Saçlı Kız
Kaynak: Domates Saçlı Kız
Adı Latince "gevezelik etmek" demek olan garrire sözcüğünden türetilmiştir ve bu cinste bulunan kuşların çıkardığı sesler nedeniyle
Kaynak: Garrulus
Kaynak: Garrulus
duyulacak; fakirlere karşı nahoş sözler edecek, bilgilerini ortaya sermek için gevezelik edecekler, dini çalışmalara şöhret amacıyla girecekler.
Kaynak: Kali Yuga
Kaynak: Kali Yuga
Moğolca Heleh/Kele, Kalmukça Kelehe konuşmak, gevezelik etmek demektir ve Kelçe'nin lafazanlığı ile de bağlantılıdır. Kaynakça
Kaynak: Tazşa
Kaynak: Tazşa
Kasabanın ileri gelenleri tarafından film ekibi onuruna şatoda verilen kokteyl sırasında Marina Rudd'la gevezelik eden Heather Badcock
Kaynak: Ve Ayna Kırıldı (film)
Kaynak: Ve Ayna Kırıldı (film)
Abdül Hassan gevezelik yapmayı traş etmekten çok daha fazla sevmektedir. Uzunca bir selam fasılndan sonra traşa başlamadan önce kristal
Kaynak: Bağdat Berberi
Kaynak: Bağdat Berberi
Moğolca Heleh/Kele, Kalmukça Kelehe konuşmak, gevezelik etmek demektir ve Kelçe'nin lafazanlığı ile de bağlantılıdır. Kaynakça
Kaynak: Keloğlan
Kaynak: Keloğlan
Pixie'ler : Chatta : Flora'nın gevezelik miniperisidir. Tune : Miusa'nın görgü miniperisidir. Digit : Tecna'nın nanoteknoloji miniperisidir
Kaynak: Winx Club
Kaynak: Winx Club
Sesi sert bir ‘tsek' ve sık sık vuku bulan sert, kuru, hızlı, tıkırtılı ve gevezelik içeren bir ‘şirr-tırr-tırr-tırr-tırr-tırr-tırr'.
Kaynak: Maskeli ötleğen
Kaynak: Maskeli ötleğen
işte orada Deynek: el sopası Dırdır etmek: gevezelik yapmak Diğmen: değirmen Dingil: lahana ve piriçnten yapılan keşkek kıvamında bir
Kaynak: Esenkale, Ünye
Kaynak: Esenkale, Ünye
Türkçede leyleğin gaga takırtısına verilen laklak ile ona kinaye olarak «çene çalmak, gevezelik yapmak, sesli dedikodu yapmak» anlamında
Kaynak: Leylek
Kaynak: Leylek
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
