Bu arada halk savaşı
gibisinden şantaj yapmaktan da geri durmuyor.
In the meantime, do not refrain from conducting extortion thousand of people's war.
Kaynak: kenthaber.comBizim de kulağımıza geldi belediye izin vermiyormuş
gibisinden.
And we've heard a thousand of municipalities did not permit.
Kaynak: marastahaber.comÇocuk işte aklı ermiyor
gibisinden hoşgörü ile bakılırdı.
Children's mind a thousand of complicating bakılırdı tolerance.
Kaynak: kadinhaberleri.netBen Uğur ağabeyime ''zaten moralimiz iyi sıkıntı yok''
gibisinden cevap vermiştim.
I like how Ugur answered my brother,'''' There is no shortage already gave good morale.
Kaynak: risaleajans.comOna Paloma'nın sen olduğunu biliyordum
gibisinden bir şeyler anlatmaya çalışır fakat Rosalinda yüz vermez. Hem yıllarca bebeğini ona
Kaynak: Rosalinda (dizi)mizahi açıdan gürültülü bir ortamda bulunan insanların bile, "çok görültü var kendi iç sesimi bile duyamıyorum"
gibisinden mizahi söylemler
Kaynak: İç ses, İç monolog (psikoloji)dön ne yaptıysan affettik, ekinin tarlada yanıyor, otun kuruyor' v.s
gibisinden diye seslenilir damadın artık evine dönebileceği vurgulanırdı.
Kaynak: Xabzedemeçlerde Kıbrıs sorununun çözülememesi halkımıza ihanetle eşdeğerdir
gibisinden cümleler kurarak çözüme hazır olunduğunu ifade etti KKTC
Kaynak: Kıbrıs SorunuVahdettin Engin vatanı kurulması, dolayısıyla da Abdülhamid'in bu talebi tek bir cümleyle reddetmesi
gibisinden bir olay yaşanmamış;
Kaynak: SiyonizmSam, neden avlanıyorsun
gibisinden sorular sormaya başladı. Amy, keyiften avlanmıyorum diye karşılık verdi. O zaman neden, dedi Sam.
Kaynak: Supernatural