Formayla kulübede oturan Yobo arkadaşlarının "Eşofmanlarını
giy" uyarısıyla kendine geldi.
Yobo formayla colleagues sitting in the cottage "Put on your gym clothes" warning came to him.
Kaynak: fotomac.com.trKal elbiselerinle,
giy sırtına eski hayatı.
Stay elbiselerinle, put back the old life.
Kaynak: birgun.netS.A.: Şimdi deseler "Dansöz kıyafetini
giy, çık"; hayatta yapamam, utançtan yerin dibine girerim.
SA: Now they say "Put on your belly dancer costume, get out"; life, I can not, I'll mortified with embarrassment.
Kaynak: sabah.com.trMini eteği sokakta gezerken
giy.
Mini skirt street wear surfing.
Kaynak: t24.com.trÖr ve
giy (Knit and Wear) sloganı ile son derece gelişmiş tekstil makineleri üreten alman firma.Türkiye 'de ençok kullanılan Triko
Kaynak: StollYenilerini
giy. İnsanlar arasına karış, der. Bunun üzerine Behlül; -Müsâde ederseniz bir danışayım, der. Halîfe;-Kime danışacaksın, kimsen
Kaynak: Harun Reşiden çok akılda kalan cümlesini, ilk kez dizinin ilk bölümünde arkadaşlarına onun gibi giyinmelerini belirterek söylüyor: "Takım elbise
giyKaynak: Barney Stinsonhtm "Kalbini sev kırmızı
giy" kampanyası web sayfası. Kategori:Kardiyoloji Kategori:1963'te kurulan dernekler ve vakıflar Kategori:
Kaynak: Türk Kardiyoloji DerneğiCanio kostümünü giymek ve kahkaha atıp herkesi güldürmek için yalnız bırakılmıştır (Vesti la giubba - "Kostümünü
giy"). II.
Kaynak: PalyaçolarFiilden isim yapan ekler: ecek:
giy ecek,yak acak, aç—acak. ak: yat—ak, kaç—ak, dur—ak. ge: böl—ge, bil—ge, süpür—ge. gi: sev—gi, çal—gı, as—kı
Kaynak: Yapım ekiFiilden isim yapanlar (FİYE) : ocak—ecek:
giy ecek, yok—ocak, aç—ocak. ak: yat—ak, kaç—ak, dur—ak, ga: böl—ge, bil—ge, süpür—ge,
Kaynak: Ek (Türkçe dilbilgisi)Kimse sanatçısına öğrencisine , öğretim görevlisine “şunu yap, şunu
giy..” gibi kısıtlamalar getiremez. Yalnızca şekilden ibaret değil tabii
Kaynak: İlhan İrem