gözenek ne demek?
- 17 sözlük, 21 sonuç.BSTS / Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı Osm. mesamat Alm. Poren des Holzes
Ağaç kesitlerinde görülen büyük ya da küçük çukurcuklar.
Ağaç kesitlerinde görülen büyük ya da küçük çukurcuklar.
BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. stoma Alm. Stoma, Spaltöffnung Fr. stomate stoma: ağız
Epidermis dokusunda bitkilerin gaz alış verişini yapan yaprak dokusundan su buharının (terleme) geçişini hızlandıran ve epidermis hücrelerinden farklı olarak klorofilli, böbrek şeklindeki iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukları yapılar. Stoma.
Epidermis dokusunda bitkilerin gaz alış verişini yapan yaprak dokusundan su buharının (terleme) geçişini hızlandıran ve epidermis hücrelerinden farklı olarak klorofilli, böbrek şeklindeki iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukları yapılar. Stoma.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. porosity Osm. mesame Alm. Pore Fr. pore
Bir özdek kütlesi içindeki mini ölçekte oluklardan her biri.
Bir özdek kütlesi içindeki mini ölçekte oluklardan her biri.
BSTS / Gökbilim Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. pore Osm. mesemm Alm. Pore Fr. pore
Güneş yüzeyinde görülen küçük, yuvarlak, kara lekelerden her biri. Bunlardan kimi söner, kimi de gelişerek güneş lekelerini doğurur.
Güneş yüzeyinde görülen küçük, yuvarlak, kara lekelerden her biri. Bunlardan kimi söner, kimi de gelişerek güneş lekelerini doğurur.
BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. pore Osm. por Alm. pore Fr. pore
Katı yapılarda yüzeye açılan küçük boşluk.
Katı yapılarda yüzeye açılan küçük boşluk.
BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. Pore Alm. Pore Fr. Pore
Çok ufak delik.
Çok ufak delik.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
gözenek anlamı Osm. mesame Fr.stomate
(biyoloji, botanik)
(biyoloji, botanik)
BSTS / Parazitoloji Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. pore
1. Çekirdek kılıfı üzerinde sitoplazmayla nükleoplazma arasında ilişkiyi sağlayan, sekiz çevresel granülle bir merkezi tıkaca sahip özelleşmiş delik yapısı; halkasal lamellerdeki benzer yapılar. 2. Böcek yumurtası kabuğunda solunuma yarayan delik biçimindeki yapı. 3. Biyolojik yapılardaki çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki delikler.
1. Çekirdek kılıfı üzerinde sitoplazmayla nükleoplazma arasında ilişkiyi sağlayan, sekiz çevresel granülle bir merkezi tıkaca sahip özelleşmiş delik yapısı; halkasal lamellerdeki benzer yapılar. 2. Böcek yumurtası kabuğunda solunuma yarayan delik biçimindeki yapı. 3. Biyolojik yapılardaki çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki delikler.
BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. pore
Biyolojik yapılarda çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki küçük delik, por.
Biyolojik yapılarda çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki küçük delik, por.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı İng. pore Osm. mesame Fr. pore
fizik, kimya: Sıvı ya da gazların geçişini, emilmesini sağlayan küçük delik.
fizik, kimya: Sıvı ya da gazların geçişini, emilmesini sağlayan küçük delik.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
gözenek anlamı
(I) Kalbur deliği. (Yeşilova *Aksaray -Niğde)
(I) Kalbur deliği. (Yeşilova *Aksaray -Niğde)
gözenek anlamı
(II) Turluk adı verilen çadırı oluşturan yan kanat deliklerinden herbiri. (Tahtacı *Burhaniye -Balıkesir)
(II) Turluk adı verilen çadırı oluşturan yan kanat deliklerinden herbiri. (Tahtacı *Burhaniye -Balıkesir)
Güncel Türkçe Sözlük
gözenek, -ği anlamı
is. 1. Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri. 2. hlk. Pencere. 3. hlk. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur. 4. anat. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame. 5. biy. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame. 6. fiz. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş.
is. 1. Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri. 2. hlk. Pencere. 3. hlk. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur. 4. anat. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame. 5. biy. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame. 6. fiz. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş.
Kimya Terimleri Sözlüğü
Tarama Sözlüğü
gözenek anlamı
Bir arada bulunan birçok deliklerden her biri.
Bir arada bulunan birçok deliklerden her biri.
Türkçe - İngilizce
gözenek anlamı
isim
1) pore
2) stoma
3) stigma
isim
1) pore
2) stoma
3) stigma
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
gözenek anlamı
1. Pencere. 2. Balkon. 3. Raf, dolap ya da duvarlarda oyularak yapılan eşya koyacak delik. 4. Çekmece. 5. Kafes, panjur
1. Pencere. 2. Balkon. 3. Raf, dolap ya da duvarlarda oyularak yapılan eşya koyacak delik. 4. Çekmece. 5. Kafes, panjur
gözenek anlamı
1. Küçük delik: Bu tahta gözenekli imiş. 2. Arı peteğindeki her delik. 3. Örgülerdeki delik.
1. Küçük delik: Bu tahta gözenekli imiş. 2. Arı peteğindeki her delik. 3. Örgülerdeki delik.
gözenek anlamı
Soğanı yenilen, çiğdeme benzer bir çeşit bitki.
Soğanı yenilen, çiğdeme benzer bir çeşit bitki.
*Göksun -Maraş
İğdeli *Gemerek -Sivas
Bektaşlı, Külekçi, *Çayıralan -Yozgat
-Kırşehir
Afşar köyleri *Pınarbaşı -Kayseri
*Ermenek -Konya
*Mut ve köyleri -İçel
gözenek anlamı
Buğday, toprak vb. şeyler elenen iri gözlü büyük kalbur.
Buğday, toprak vb. şeyler elenen iri gözlü büyük kalbur.
*Gürün -Sivas
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Gözenek anlamı
Şanlıurfa ili, Yaylak bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Yaylak bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
gözenek eş anlamlısı
"gözenek" için örnek kullanımlar
Ardından tonik kullanmak bu tip durumlarda kalan yağı uzaklaştırmak ve gözenek içlerini daha iyi temizlemek için uygundur.
Then remove the remaining oil tonic cases of this type of use and the interior of the pore better suited to clean.
Kaynak: haber.stargazete.comKarbonizasyonun amacı ise tavuk tüyü liflerinden mümkün olan maksimum karbonu elde etmek ve gözenek sayısını artırarak yüzey alanı olabildiğince yüksek yapılar elde etmek.
The purpose of carbonisation of the chicken feather fibers to achieve the maximum possible carbon surface area and pore size by increasing the number of buildings to get as high as possible.
Kaynak: sabah.com.trİyon kanalları hücre zarında gözenek oluşturan, fonksiyonları istirahat membran potansiyeli oluşturmak, aksiyon potansiyeli ni
Kaynak: İyon kanalları
Kaynak: İyon kanalları
Ter bezi gözeneği, ter bezleri üstderi nin alt kısımlarında yer alır. Deri nin dış kısmına bir gözenek te açılır ve ter buradan dışarı
Kaynak: Ter bezi gözeneği
Kaynak: Ter bezi gözeneği
Akifüj, masif kayaçlar gibi gözenek liliği ve geçirimliliği bulunmayan kayaçları ifade eder. Çatlaksız ve ayrışmamış granit akifüj için
Kaynak: Akifüj
Kaynak: Akifüj
Maun düz lifli, gözenek ve delik bulunmayan bir tahta türüdür. Zamanla kararan ve verniklendiğinde kırmızımsı parlaklığa kavuşan
Kaynak: Maun
Kaynak: Maun
Her gözenek orada çiviye benzeyen ve Papila denen iki sıralı çıkıntılarla iç deriye sanki çivi atmış gibidir. Bu sebeple dış deri hasara
Kaynak: Parmak izi
Kaynak: Parmak izi
Merkez gözenek etrafında dört katman çembersi yapı mevcuttur. Her bir halka yedi farklı özelleşmiş proteine uyum sağlamak üzere
Kaynak: Proteazom
Kaynak: Proteazom
voltaja duyarlı Na + kanallarının gözenek açılışlarında yer alır ve ismini, balon balığı (Tetraodontidae ), kirpi balığı (Diodontidae),
Kaynak: Tetrodotoksin
Kaynak: Tetrodotoksin
Blokların su emme ve gözenek özelliği don hasarı dayanımında etkilidir. Birim ağırlığın taşıma gücüne oranı yüksek olması nedeniyle yığma
Kaynak: Yığma yapı
Kaynak: Yığma yapı
Bu malzemeler hidrofobik ve organofilik yapıya sahip olup, gözenek büyüklükleri 0.4-0.8 nm civarıdır. Doğrudan sentezleme ile elde edilen
Kaynak: ZSM-5
Kaynak: ZSM-5
Geçirimsiz tabaka, gözenek liliği az olan tabakalardır. Suyla temas eden kil zerrelerinin şişmesiyle gözenekler hızla kapandığı için su
Kaynak: Geçirimli ve geçirimsiz tabaka
Kaynak: Geçirimli ve geçirimsiz tabaka
Fakat, bedenin gözenek lerine, yani derideki o küçücük deliklere nüfuz edip, içine işlediği için buna, “semûm” ismi verilmiştir.
Kaynak: Semum ateşi
Kaynak: Semum ateşi
Çünkü prensip olarak Faraday kafesinin ortamı içe veya dışa doğru tamamen kapatması, bu kapamada kullanılan iletken gözenek sıklığının
Kaynak: EM kalkanlama
Kaynak: EM kalkanlama
Sedimanlar , bazı gözenek boşluklarını tuzlu su veya doğal gaz ile dolu olarak bırakan kayaç oluşum aşamalarından etkilenmektedir.
Kaynak: Karbondioksitin jeolojik depolanması
Kaynak: Karbondioksitin jeolojik depolanması
Refrakter malzemelerin soğukta basınç dayanımına malzemenin yapısı ve özellikle gözenek miktarı etkir. Ateşe dayanıklı tuğlalar oda
Kaynak: Refrakter malzemeler
Kaynak: Refrakter malzemeler
Çökeltinin tanecik boyutuna göre farklı gözenek büyüklüğüne sahip süzgeç kağıdı kullanılır. Genellikle süzgeç kâğıtlarının gözenek boyutu
Kaynak: Gravimetri
Kaynak: Gravimetri
Dediklerine göre bu çeşme Mermer taşı ile yapılmış, suyun geldiği gözenek ise sarı tunç ile çevrilmişti. Köylüler daha sonra suyun
Kaynak: Mermeri, Suriçi
Kaynak: Mermeri, Suriçi
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
