Televizyonda şehit cenazelerinde
gözyaşı döken komutanlara inanmıyorum.
Commanders killed in televised funerals do not believe I shed a tear.
Kaynak: haberturk.comGözyaşı coşkuya karıştı 'Chavez yaşıyor, devrim sürüyor'.
Tears enthusiasm confused 'lives Chavez, the revolution continues'.
Kaynak: aksam.com.tr Hastane morgu önünde toplanan Canpolat ailesi
gözyaşı döktü.
Canpolat family shed tears gathered in front of the hospital morgue.
Kaynak: sanliurfa.comZaten o korkunç manzaraları izleyip de
gözyaşı dökmemek mümkün değildir.
Already it is not possible to shed tears at watching scary scenes.
Kaynak: batmancagdas.comGözyaşı, omurgalılar ın göz boşluğundaki bez lerin salgıladığı berrak, tuz lu sıvı ya verilen isimdir. ler içeren
gözyaşı, toz , bakteri vb.
Kaynak: Gözyaşı Göz yaşartıcı gaz, göz deki kornea yı uyararak
gözyaşı , acı ve hatta körlüğe sebep olan ölümcül olmayan bir kimyasal silah .
Kaynak: Göz yaşartıcı gazBeta-lizin, (kan ) plazma sında ve
gözyaşı nda bulunan, bazı bakteri leri yok edebilen bir madde. Kategori:Bağışıklık sistemi Kategori:Amino
Kaynak: Beta-lizinbirlikte Almanya 'ya göçen Akif Pirinçci'nin ilk kitabı, 1980 yılında Tränen sind immer das Ende (Sonunda hep
gözyaşı var) başlığıyla yayınlandı.
Kaynak: Akif PirinçciSilli tipi ise, trake ve bronş ların büyük bir kısmını, östaki kanalını, timpanik boşluğun bir kısmını ve
gözyaşı bezini döşer.
Kaynak: Yalancı çok katlı epitel(gözlerde kontrolsüz
gözyaşı akmasına sebep olan, acı ve hatta geçici körlük nedeniyle gözleri tahriş edebilen kimyasal bileşiklerde
Kaynak: Biber gazı