gramofon anlamı
is. Önceden özel bir madde üzerine kaydedilmiş sesleri, istenildiğinde dinleten alet, sesyazar, fonograf: "Bir elimi Gramofonun borusuna koyuyorum." -A. Ağaoğlu.

gramofon anlamı
isim
1) Gramophone
2) phonograph

gramofon anlamı Fr.gramophone
Önceden özel bir madde üzerine tespit edilmiş sesleri, istenildiğinde tekrar eden alet, sesyazar, fonograf:§ "Dışardan Gramofonla bir Flördamur sesi gelmeye başlamıştır karısına." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 25. § "Sinemada her gün aynı manzarayı temaşa etmek, gramofondan her gün aynı havayı dinlemek ruha neşe verebilir mi?" -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 227. § "…sahibinin sesi gramofonun taş plaklarında dinlediğimiz şarkıları…" -Adalet Ağaoğlu, Göç Temizliği, 82.§ "Gramofona mı ait olduğu kestirilemeyen birkaç alet..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 15. § "Biraz radyo, gramofon çalıveriyorlar." -Reşat Nuri Güntekin, Balıkesir Muhasebecisi, 8. § "Gramofon sesi, telefon kolaylığı, her şey, her şey, hatta bir kadının gülüşü, bir ipeğin parıltısı..." -Peyami Safa, Biz İnsanlar, 156. § "Gramofonda yeni dans havaları çaldırıp zıp zıp zıplamaktadırlar." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 72. § "Sofu erkekler yatsıya gitmişler, delikanlılar köşedeki gramofonlu kahvenin bahçesine toplanmışlardı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hikâyeler, 44. § "Geceleri pencerelerden gramofon ve radyo sesleri fışkırır." -Peyami Safa, 20 Asır Avrupa ve Biz, 84. § "Elli yıldan beri bize dinletilen bir büyük plakta gramofon iğnesi, hep aynı cızırtılı noktaya akılarak beynimizi törpüleyen emrini veriyor." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 189. § "Hapishaneye, karşısındaki kahvenin köhne ve borulu gramofonu…" -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 59. § "Bu vesileyle, Salih'in Kemani Ağa'dan satın aldığımız gramofonla Viyana valsleri dinlediğini yazmanıza pek sevindim." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 127. § "Senin dükkâna benim gramofonu Tamir ettirmek için ilk geldiğim gün sana ne demiştim, usta?" -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 17. § "Bir gramofon çalıyor, herkes fısıldaşıyor, bir şeyler bekleniyordu." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 189. § "Orada belki aydınlık saçları, Japon kaşlarıyla Clara, borulu bir gramofona bir İtalyan şarkısı koymuş, dinlemektedir." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 416.