gri anlamı
is. 1. Kül rengi, boz renk, demir rengi, demiri. 2. sf. Bu renkte olan: "O irmik kokulu neftî bluzuyla vanilya kokulu gri etekliğini giyerdi." -S. F. Abasıyanık.

gri anlamı
isim
1) gray
2) grizzle
3) grey
sıfat
1) gray
2) grey

gri anlamı Fr.gris
1. Kül rengi, boz renk: § "Yeşilimsi gri gözleriyle bakıyordu." -Peyami Safa, Biz İnsanlar, 22. § "… yumuşacık dökülen gümüş grisi etek…" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 53. § "Gece yarısından çok sonra gelen o bildik mürekkep mavisi, usul usul gri laciverde döndü." -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 91. § "Spor ceketli ve gri pantolonlu, ihtiyarla çocuk bulamacı bir genç…" -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 58. § "Gökyüzünde uçuk pembe, utangaç bulutlar belirip, mavi renkler griye dönünce, cipin sağ ön kapısı açıldı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 16. § "Kralın üzerinde koyu gri, beyaz çizgili bir kostümle açık gri bir gömlek ve siyah kravat vardı." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 145. § "Geceleri nöbetçi odlu mu, kağıtların üzerine uzanıyor ve rotatifin sesini dinleye dinleye, grilerin, bejlerin siyahların eriyip çözüldüğü bitmez tükenmez tuvaller boyuyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 258. 2. Bu renkte olan: § "Meral Ferhat'ın yeni gri elbiselerini giydiğini ve Şakir'in geçen sene Londra'dan hediye getirdiği kravatı taktığını görünce sordu." -Peyami Safa, Yalnızız, 218.