gürültü ne demek?
- 7 sözlük, 8 sonuç.BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
gürültü anlamı İng. noise Alm. Gerausch Fr.bruit
Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü
gürültü anlamı İng. noise Alm. Geräusch Fr.bruit
Titreşimli düzenli olmayan sesler. Boğumlanmaları sırasında tonlu ve tonsuz hışırtı niteliği taşıyan z, s ünsüzleri ile tonlu ve tonsuz patlama niteliği taşıyan b, p ünsüzleri titreşim açısından birer gürültü sesidir.
Titreşimli düzenli olmayan sesler. Boğumlanmaları sırasında tonlu ve tonsuz hışırtı niteliği taşıyan z, s ünsüzleri ile tonlu ve tonsuz patlama niteliği taşıyan b, p ünsüzleri titreşim açısından birer gürültü sesidir.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
gürültü anlamı
bakınız» ses etkileri
bakınız» ses etkileri
gürültü anlamı İng. noise Alm. Geräusch, Rauschen, Rauschton Fr. bruit
Sinem./TV. Sinema ya da televizyonda sesin saptanması, çalınması ya da yayınlanmasında ortaya çıkan istenmeyen sesler.
Sinem./TV. Sinema ya da televizyonda sesin saptanması, çalınması ya da yayınlanmasında ortaya çıkan istenmeyen sesler.
BSTS / Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
gürültü anlamı
Azerbaycan Türkçesi: küy; Türkmen Türkçesi: galmagal ~ galmagallı sesler; Gagauz Türkçesi: şamata;Özbek Türkçesi: şóvqin; Uygur Türkçesi: şavqun; Tatar Türkçesi: tawış ~ şaw; Başkurt Türkçesi: şaw; Kmk: kawga;Krç.-Malk.: tawuş; Nogay Türkçesi: şaw-şuw ~ tawıs ~ şuvıldaw ~ gürîldew; Kazak Türkçesi: saldır ~ dawis; Kırgız Türkçesi: şookum; Ait.: şuult; Hakas Türkçesi: suulas; Tuva Türkçesi: taaş; Şor Türkçesi: şuuk; Rusça: şum
Azerbaycan Türkçesi: küy; Türkmen Türkçesi: galmagal ~ galmagallı sesler; Gagauz Türkçesi: şamata;Özbek Türkçesi: şóvqin; Uygur Türkçesi: şavqun; Tatar Türkçesi: tawış ~ şaw; Başkurt Türkçesi: şaw; Kmk: kawga;Krç.-Malk.: tawuş; Nogay Türkçesi: şaw-şuw ~ tawıs ~ şuvıldaw ~ gürîldew; Kazak Türkçesi: saldır ~ dawis; Kırgız Türkçesi: şookum; Ait.: şuult; Hakas Türkçesi: suulas; Tuva Türkçesi: taaş; Şor Türkçesi: şuuk; Rusça: şum
Güncel Türkçe Sözlük
gürültü anlamı
is. 1. Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata: "Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara." -Ç. Altan. 2. mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma: İşçiler arasındaki gürültü.
is. 1. Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata: "Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara." -Ç. Altan. 2. mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma: İşçiler arasındaki gürültü.
Kimya Terimleri Sözlüğü
gürültü anlamı İng. noise Alm. Geräusch, Lärm Fr. bruit
Analit sinyalinin gözlenmesine bozucu etki yapan herhangi bir sinyal.
Analit sinyalinin gözlenmesine bozucu etki yapan herhangi bir sinyal.
Türkçe - İngilizce
gürültü anlamı
isim
1) noise
2) rumble
3) din
4) ruckus
5) racket
6) sound
7) clamor
8) ado
9) loudness
10) bang
11) pong
12) crash
13) hubbub
14) uproar
15) clatter
16) row
17) tumult
18) hullabaloo
19) roar
20) turmoil
21) pother
22) rumpus
23) coil
24) rag
25) fracas
26) shindy
27) dustup
28) charivari
29) turbulence
30) ruction
31) welter
32) roughhouse
33) roaring
34) peal
35) pandemonium
36) noisiness
37) hoi polloi
38) discord
39) razzle-dazzle
40) kick-up
41) to-do
42) hubble-bubble
43) clamour
isim
1) noise
2) rumble
3) din
4) ruckus
5) racket
6) sound
7) clamor
8) ado
9) loudness
10) bang
11) pong
12) crash
13) hubbub
14) uproar
15) clatter
16) row
17) tumult
18) hullabaloo
19) roar
20) turmoil
21) pother
22) rumpus
23) coil
24) rag
25) fracas
26) shindy
27) dustup
28) charivari
29) turbulence
30) ruction
31) welter
32) roughhouse
33) roaring
34) peal
35) pandemonium
36) noisiness
37) hoi polloi
38) discord
39) razzle-dazzle
40) kick-up
41) to-do
42) hubble-bubble
43) clamour
gürültü eş anlamlısı
patırtı
is. 1. Pat pat çıkan sesin adı: "Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. 3. Gürültülü çatışma, arbede: "Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım." -S. F. Abasıyanık.
is. 1. Pat pat çıkan sesin adı: "Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. 3. Gürültülü çatışma, arbede: "Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım." -S. F. Abasıyanık.
şamata
is. Gürültü, patırtı: "Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." -O. C. Kaygılı.
is. Gürültü, patırtı: "Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." -O. C. Kaygılı.
"gürültü" için örnek kullanımlar
Aynı şekilde camlara ekstra gürültü üreteçleri bağlanıyor.
In the same way windows connects to the extra noise generators.
Kaynak: haber.stargazete.comŞehirler, kalabalıklar yok. Gürültü, patırtı yok.
Cities are no crowds. Noise, no fuss.
Kaynak: haberturk.comKavgasız gürültüsüz bir maç olmasını diliyorum.
I wish to match the noise filter before a fight.
Kaynak: iha.com.trGürültü, yaygın olarak, istenmeyen ses veya ses kirliliği anlamıyla kullanılır. Elektronik alanında gürültü; pre amplifikatör ,
Kaynak: Gürültü
Kaynak: Gürültü
A.B.D.'de 2007 yılında değişiklik yapılan "Gürültü Yasası" ile şehirdegece hayatından kaynaklanan gürültü kirliliği konusunda adımlar
Kaynak: Abd gürültü yasası
Kaynak: Abd gürültü yasası
Ses yayıncılığında sinyal gürültü oranını artırmak amacıyla kullanılan bir teknik. Sinyal gürültü oranı : sorunlardan biri gürültü (parazit ) dür.
Kaynak: Önvurgu
Kaynak: Önvurgu
İstanbul 'da özellikle Fatih , Eminönü , Kağıthane ve Haliç çevresine yayılan ve çıkardıkları atık, duman, gürültü v.b. ile insan
Kaynak: İkitelli Organize Sanayi Bölgesi
Kaynak: İkitelli Organize Sanayi Bölgesi
Bu zaman gürültü oranı radyo yayınının sinyalini azaltarak iletişimi bozabilir. Tarih : Soğuk Savaş döneminde : 1930-40. yıllarda kısa dalga
Kaynak: Radyo yayını bozma
Kaynak: Radyo yayını bozma
Anizotropik difüzyon, Görüntü ve sinyal işleme alanında, sinyal düzenlileştirme, uyarlamalı gürültü azaltma, sınır sezme gibi uygulamalarda
Kaynak: Anizotropik difüzyon
Kaynak: Anizotropik difüzyon
Bu küçük motorlar akışkanlığı eylemsizliğinden daha etkili olan ve ısıl gürültü nün belirli bir yönde hareketi, fırtına'da yürümek kadar
Kaynak: Brown motoru
Kaynak: Brown motoru
Bunlar arasında gürültü ye yol açan titreşimlerin ve gürültünün kontrolü de vardır. Çalışmalar: Akustik ile uğraşan bilimadamları ve
Kaynak: Akustik
Kaynak: Akustik
Bugüne kadar kullanılan aynı türdeki sistemlere göre yakıt sarfiyatı, egzoz gazı emisyonu, çalışma sistemi ve gürültü oluşumunda daha
Kaynak: Common rail
Kaynak: Common rail
yüksek yakıt verimliliği, az gürültü temini (ICAO gürültü kıstası) ve kolay bakım imkânı sağlamak için A.G. Ivchenko tarafından tasarlanmıştır.
Kaynak: Progress D-36
Kaynak: Progress D-36
objektiflere gereksinim duyarlar, ayrıca birim alanda daha fazla piksel ihtiva eden algılayıcılarda gürültü seviyesi daha yüksek olmaktadır.
Kaynak: Dijital fotoğrafçılık
Kaynak: Dijital fotoğrafçılık
(Kısaltılmış: DLB), genellikle Dolby Labs olarak kısaltılır, İngiltere 'de kurulmuş merkezi Amerikada bulunan, gürültü azaltma ve ses
Kaynak: Dolby Laboratories
Kaynak: Dolby Laboratories
Cihaz, hassas olarak tayin edilmiş frekansta mikrodalga osilasyon ları (titreşimleri) ve düşük gürültü seviyeli amplifikasyon
Kaynak: Maser
Kaynak: Maser
Anlamlılık kavramının sinyal-gürültü oranı şeklinde tefsir edilmesi : İstatistiksel anlamlılık verilmiş bir sonuca olan güvenin belirttilmesi
Kaynak: Anlamlılık seviyesi
Kaynak: Anlamlılık seviyesi
İlk endüstriyel sanatçıları avangart'dan etkilenmiş, eserlerinde ses ve gürültü üzerinde deneyler yapmış ve faşizm le okültizm gibi
Kaynak: Endüstriyel müzik
Kaynak: Endüstriyel müzik
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
