Mide ve bağırsak sistemi
hasarlı hale geldiğinden dinlenmeye almak gerekir.
You need to rest the stomach and intestinal tract, so come back damaged.
Kaynak: kadin.haber3.comÇip, burada
hasarlı bölgenin işlevini üstlenerek retinadaki sinirleri harekete geçiriyor.
Chip, I assume the function of the damaged region activates nerves in the retina.
Kaynak: haber.stargazete.comÇünkü o ufak tefek kaza sizi, biranda
hasarlı sürücü konumuna sokacak ve priminiz otomatik artacak.
Because he's a wisp of an accident you, anytime, and contributions are deemed to automatically increase the damaged drive.
Kaynak: hurriyet.com.trÖteki binalar kadar
hasarlı.
As much as the other buildings damaged.
Kaynak: sabah.com.trOrgan transplantasyonu ya da organ nakli organ donörü tarafından verilen sağlam organ parçası ya da tamamının alıcının
hasarlı veya
Kaynak: Organ nakli1967 yılında
hasarlı araçların karoser imalatını gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur.1982 yılında aile şirketi olarak Güleryüz A.Ş.
Kaynak: Güleryüz (firma)Proksimal (yakınsal) eziklik,
hasarlı sinir hücrelerinde bulunan ve rejenerasyonun bir parçası olan hücre gövdesi nin uçlarında oluşur.
Kaynak: Çevresel sinir hasarıMezenkimal kök hücreler, bulunduğu doku dan,
hasarlı bir doku ya geçebilmektedirler. Bu sayede
hasarlı doku da doku tamirini sağlarlar.
Kaynak: Mezenkimal kök hücreGörülebilen yerlerin büyük çoğunluğu önemli derecede
hasarlı veya tahrip olmuş. Bu yerler arasında Haiti Ulusal Sarayı (Cumhurbaşkanlık
Kaynak: 2010 Haiti depremiWallerian dejenerasyonu, hem merkezi sinir sistemi (MSS) hem de çevresel sinir sistemi ndeki (ÇSS) aksonal hasarlardan sonra,
hasarlıKaynak: Wallerian dejenerasyonuilaçlarla oluşan baz değişimleri BER'de bazlar tek olarak kesip çıkarılırken, NER'de
hasarlı bazlar oligonükleotid parçaları olarak kesip çıkarılır.
Kaynak: DNA onarımıÇSS hasarı,
hasarlı doku gibi enkazların uzaklaştırılması için fagosit ler, Schwann hücreleri ve makrofaj ların derhal lezyon lu bölgeye
Kaynak: Nörorejenerasyonkasılır ve "Trombosit " adı verilen kan hücreleri devreye girerek
hasarlı bölgede "Trombosit Tıkacı" adı verilen geçici bir tıkaç oluşturur.
Kaynak: HemofiliEn fazla endokardit riski taşıyan insanlar
hasarlı kalp kapakçığı bulunanlar, yapay kalp taşıyanlar veya diğer kalp hastalıkları
Kaynak: EndokarditDepremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır
hasarlı ev sayısı 12939, iş yeri sayısı ise 2450'dir
Kaynak: 1999 Düzce depremiuçağı | güç3 | kayıp1 12 bombardıman uçağı tahrip 3 bombardıman uçağı
hasarlı 57 ölü | kayıp2 3 Bf 109s tahrip 2 Bf 109s ciddi
hasarlı 1 Bf
Kaynak: Heligoland Körfezi Muharebesi (1939)Yıkılan ve ağır
hasarlı bina: 96 bin 796 konut ve 15 bin 939 işyeri. Orta
hasarlı konut: 107 bin 315 Orta
hasarlı işyeri: 16 bin 316
Kaynak: 1999 Gölcük depremiDoğal dünya üzerinde insan türünün yarattığı zararın en aza indirilmesi ve
hasarlı bölgelerin onarımını amaçlarlar. Yeşil liberaller,
Kaynak: Yeşil liberalizmBilim insanlarının son çalışmaları, anti-inflamatuar ilaçların ağrı gidermesinin yanında,
hasarlı dokuya lökosit göçünü ve bu bu dokuda
Kaynak: AntienflamatuvarTravmatoloji,
hasarlı ve yaralanmalı hareket sistemi elemanlarının (kemik , eklem ler) eski işlevlerine kavuşmasını ve yaralının hayatını
Kaynak: Travmatoloji30 itibariyle 10.621 binanın incelendiği; 5739 binanın
hasarlı ve oturulmaz, 4882 binanın
hasarlı ancak oturulabilir olduğu ve tespit
Kaynak: Ekim 2011 Van depremiKaslardaki tahribat,
hasarlı kas hücrelerinin bozulma ürünlerinin kana karışmasına sebep olur. Bunlardan miyoglobin (bir protein ) gibi
Kaynak: RabdomiyolizAğustos 2002'de Pääbo'nun araştırma birimi, eksik ya da
hasarlı olması dil kabiliyetinin gelişmesinde sorunlara yol açan bir gen olan "
Kaynak: Svante Pääbo