Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

anaç ne demek?

 - 7 sözlük, 23 sonuç.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

anaç anlamı Fr. sujet
(tarım)

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

anaç anlamı
bakınız» ana

Divanü Lügati't-Türk

anaç anlamı
küçükken büyük bir anlayış gösteren kız, anacık

Güncel Türkçe Sözlük

anaç, -cı anlamı
is. 1. Yemiş verecek durumdaki ağaç: "Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler." -B. Felek. 2. Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan. 3. sf. İri, kart: "Ön sıranın başına oturmuş, iki anaç kız, baş başa konuşuyorlar." -M. Ş. Esendal. 4. sf. mec. Kurnaz. 5. sf. mec. Deneyli, bilgili. 6. sf. mec. Başına buyruk.

Türkçe - İngilizce

anaç anlamı
sıfat
1) full-grown

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

anaç anlamı
Değirmende çarka giden suyu salmıya yarıyan ark.

Zile *Mesudiye -Ordu
İcilli -Giresun

anaç anlamı
Ana kalıpla dökülmüş büyük kerpiç.

Yeşilyuva *Acıpayam -Denizli
Küperi, -Erzincan
*Hozat -Tunceli
-Elâzığ

anaç anlamı
1. Analaşmış, çok yavru doğurmuş, yaşlanmış, kümes hayvanı, kuş ve evcil memeli hayvan. 2. Çok oğul vermiş arı. 3. İhtiyarlamış, kocamış adam. 4. Evlenmemiş, yaşlanmış kız. 5. Orta yaşlı, ergin, olgun kadın. 6. Kuvvetli sağlam. 7. Çok beslenmiş, iri, dolgun: Anaç bir tavuk aldım. 8. İyi cins damızlık hayvan, boğa. 9. Aşı yapılan dal, gövde.
anaç anlamı
Köklü, eski: Bu anaç bir ağaçtır.

*Gelibolu -Çanakkale
Hayati *Erbaa -Tokat
Lohan -Gaziantep

anaç anlamı
Çelik çomak oyununun büyük sopası.

*Antakya -Hatay

anaç anlamı
1. Kurnaz, tecrübeli, bilgili. 2. Serbest hareketli, başına buyruk, eksik terbiyeli kız veya kadın: Bu kız amma da anaç olmuş ha. . .
anaç anlamı
Huy ve şekil bakımından anneye benzeyen: Küçüklüğünden beri anaçlığını bırakmadı.

Karaözü *Gemerek, Ortaköy *Şarkışla, Soğukpınar *Kangal -Sivas

anaç anlamı
1. Su arkı, bent. 2. bakınız» ana(III)-1.
anaç anlamı
1. bakınız» ana(VI)-3. 2. bakınız» ana kalıp.
anaç anlamı
Bakımlı, verimli toprak.

*Maçka köyleri -Trabzon

anaç anlamı
Kağnı tekerleğinin orta kısmı.

Küperi -Erzincan

anaç anlamı
Büyük kerpiç kalıbı.

*Bor -Niğde

anaç anlamı
Hatıra, hediye, armağan.

İsmetiye -Bursa

anaç anlamı
Karşı, ön taraf, gözönü, her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık.

-Aydın
*Kırkağaç -Manisa
*Şebin Karahisar -Giresun
*Yayladağı köyleri, *Antakya -Hatay
*Elmalı -Antalya

anaç anlamı
Ana olma çağına gelmiş (genellikle hayvanlar için).

Dereçine *Sultandağı Afyon
Malatya
*Güdül ve köyleri Ankara

anaç anlamı
Aşılanan, yerinde gelişen, ana ağaç.

Trabzon ve köyleri

anaç anlamı
Yetişkin, doğurma çağına erişmiş

Malatya

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Anaç anlamı
Ordu ili, Perşembe ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

anaç eş anlamlısı

bilgili
sf. 1. Bilgi sahibi olan, malumatlı, malumattar, malumat sahibi, haberli: "Ama, iyiler, bilgililer, yetenekliler nerede idi?" -T. Buğra. 2. zf. Bilerek: "Her konuda rahat, bilgili konuşurdu kalemi." -Y. Z. Ortaç.
deneyli
sf. Deneysel.
iri
sf. Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı: "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu." -Ö. Seyfettin.
kart
(I) sf. Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı: "Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor." -H. E. Adıvar.
kart
(II) is. 1. Düzgün kesilmiş ince karton parçası. 2. Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit. 3. Kartpostal. 4. Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge: Basın kartı. 5. Oyun kâğıdı. 6. Fotoğrafçılıkta 9x12 cm boyutlarındaki resim. 7. Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık. 8. Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne.
kurnaz
sf. Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz: "Nedim, kurnaz, benden iki gün evvel izin aldı." -A. Gündüz.

"anaç" için örnek kullanımlar

Tek öz savunması anaerkil olan anaç olan tarafı, gücünü buradan alıyor.
Which is the only self-defense matriarchal side of the rootstock, the power is there.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Aslında beklenilen daha yumuşak, daha tatlı, daha verici, daha anaç olması.
In fact, the expected softer, sweeter, more transmitter to be more motherly.
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.tr
Enerjik, eğlenceli ve anaç bir yapıya sahip.
Energetic, fun, and has a structure rootstock.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Çoğaltılması istenilen çeşitten, bir gözün veya aşı kalemi adı verilen bir dal parçasının anaç adı verilen diğer bir bitki üzerine
Kaynak: Aşı (botanik)
Armut, genellikle bir yaşındaki anaç armut fidanları üzerine aşılma ya da çelikleme yoluyla üretilir. Armut ağaçları oldukça uzun ömürlüdür
Kaynak: Armut
Dizide, iyi-kötü olma arasında gel-gitler yaşayan, ruh hâli değişken, anaç, otoriter, dişli, kimi zaman duygusal, kimi zaman nüktedan
Kaynak: Zeynep Eronat
çocuklarını bir bir yitirdikten, korkunç işkencelerine tanık olduktan sonra, gözü dönmüş, köpek gibi kudurup saldırgan anaç varlığın simgesi olmuştur.
Kaynak: Hekabe
Köpeği vardır: Kazbeguri yani “Köse” (Kısa tüylü) ve Gürcü Kafkas Çoban Köpeği (Uzun tüylü).İki yaşındaki Gürcü Çoban Köpeği anaç olarak sayılır.
Kaynak: Kafkas çoban köpeği
Kültür erik çeşitleri için muhtelif erik türleri, şeftali , kayısı ve badem anaç olarak kullanılabilir. Meyvelerinde şekerler, pektin ve
Kaynak: Erik
Köyümüzde geniş ve anaç aile yapısı göze çarplmaktadır. Düğün, Sünnet, Cenaze gibi kişisel olaylar tüm köy halkının katılımıyla yapılır.
Kaynak: Kirazpınar
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.