Turkcell Superonline'dan
hızlandıran hizmet.
Turkcell Superonline accelerate the service.
Kaynak: chip.com.trKötü bir muhasebe ise o kurum ve işletmenin batışını sonlandırması
hızlandıran bir silahtır.
Termination of that institution and business set from a bad accounting that accelerates the weapon.
Kaynak: haberler.comHayvan kanında bulunan demirin de kanser gelişimini
hızlandıran bir faktör olduğu ortaya çıkmıştır.
Of iron in the blood of animals is an important factor in accelerating the development of cancer has emerged.
Kaynak: aksam.com.trGelişen teknoloji ile her geçen gün hayat kolaylaştıran ve işlem
hızlandıran unsurlar karşımıza çıkıyor.
Developing technology that facilitates life with each passing day, and speed up the process elements are shown.
Kaynak: stargundem.comDöngü açma (ingilizcesi loop unrolling), bir programın çalışmasını
hızlandıran döngü dönüştürme yöntemlerinden biridir. Bu yöntem yazılan
Kaynak: Döngü açmaKayıtdışı ekonomi den kayıtlı ekonomiye geçişi
hızlandıran çok önemli bir araç olmakla birlikte, vade sinde ödenmeyen borçlara faiz yükü
Kaynak: Kredi kartıİmparatorluğun parçalanmasını
hızlandıran mücadelenin bir parçasını oluşturur. MÖ 302'de Trakya kralı Lysimakhos , Babil kralı I. Selevkos
Kaynak: İpsos SavaşıModern denizaltılarda dalışı
hızlandıran gemi baş tarafında yer alan burgu ufkî dümenler mevcuttur. Ana mukâvim tekne, denizaltının
Kaynak: Askerî denizaltılarBakanlığı 'nın merkez birimlerinin iş süreçlerini
hızlandıran, güvenilirliğini arttıran ve kurumu kâğıtsız ortama taşıyan bir bilgi sistemidir.
Kaynak: UYAPZeynep Papuççuoğlu , Tuba rolünde: Uzmanlık alanı zeka geriliği olan genç bir doktordur ve son 6 yıldır öğrenmeyi
hızlandıran mucizevi bir
Kaynak: Cennet (film, 2007)Cinsiyetlere göre dağılımda özellikle erkekler arasında yaygın olan röntgencilikte, yakalanma tehlikesi uyarılmayı
hızlandıran ayrı bir
Kaynak: RöntgencilikBu gübre ayrıca amino asit, enzim, humik asit, fulvik asit gibi bitki gelişimini
hızlandıran organik bileşikleri kapsadığından bitkilere
Kaynak: Solucan gübresiBu durum Türklerin Anadolu'yu fethinin
hızlandıran önemli bir gelişmedir. Köyümüz Türkçe bir isimle kurulması köyümüzün bulunduğu bölgenin
Kaynak: Gündoğmuş, ŞabanözüVajrayana, Mahayana'nın felsefi temellerinden yola çıkar ve “uyanışa” giden yolu
hızlandıran tantrik teknikleri benimser. Bunun devamında
Kaynak: Budizm okullarıgittikçe daha fazla sayıda barbar asker kullananılmasının bir sonucu olarak aslında imparatorluğun çöküşünü
hızlandıran bir trendin bir parçasıdır.
Kaynak: EugeniusOyun geniş bir çevrede The 7th Guest ile birlikte CD-ROM sürücülerinin satışını
hızlandıran bir killer application olarak
Kaynak: Myst25 Mayıs'ta Hitler, Alman hücum operasyonunu
hızlandıran 30. Düzen i yürürlüğe soktu: "Ortadoğu'daki Arap Özgürlük Hareketi, İngiltere'ye
Kaynak: FarhudCondottieri çöküşünü
hızlandıran en önemli gelişme 1494 yılında başlayan Fransız işgali olmuştur. Büyük ordusuyla İtalya'ya giren kral
Kaynak: CondottieriÖtrofikasyonu
hızlandıran etmenler arasında iklimin kurak geçmesi, aşırı buharlaşma, göl suyunun bir kanalla sulamada kullanılması
Kaynak: Ötrofikasyon90'ların başında, Ar-Ge yatırımlarını
hızlandıran Lotto, ürünlerinin teknik özelliklerini daha da geliştirdi. Dünya genelinde, sahalarda
Kaynak: Lotto Sport ItaliaBu mekanizma her zaman geçerli değildir; konağının ölümünü
hızlandıran patojenler eğer bunun sonucunda başka konak organizmalara bulaşma
Kaynak: Virülansyöneticisinin halka karşı hoşnutsuzluk yaratacak bazı davranışlarda bulunması da bölgedeki tepkilerin gelişmesini
hızlandıran bir etken oldu.
Kaynak: Düzce AyaklanmalarıKemiğin iyileşmesini
hızlandıran yeni bir ultrason yöntemi Oluşturuldu fractures | | sigara arasındaki bağlantıyı keşfetti | |
Kaynak: Stony Brook Üniversitesi