İçinde saygı, sevgi
hoşgörü, disiplin gibi bir çok gelişimi barındırır.
In respect, love, tolerance, discipline as well as the development of a lot of hosts.
Kaynak: gazetea24.comMersin'de farkıl kültürler
hoşgörü panelinde buluşacak.
Panel will meet in Mersin, funky cultural tolerance.
Kaynak: timeturk.comÖnemli olan Türkiye'deki kardeşlik, barış ve
hoşgörü platformunun güçlenmesi.
What is important is Turkey, brotherhood, peace and tolerance, strengthening of the platform.
Kaynak: cnnturk.comHakemler nedense bu futbolcuya
hoşgörü ile bakıp, sarı kart göstermekle yetiniyor.
Referees for some reason this soccer player look with indulgence, yellow card showing is satisfied.
Kaynak: yeniasya.com.trLiberal milliyetçilik; özgürlük,
hoşgörü, eşitlik ve bireysel hakların diğer bir deyişle liberal değerlerin milliyetçilik ile harmanlandığı
Kaynak: Liberal milliyetçilikMimarlık başta gelmek üzere bilgelik, adalet ve
hoşgörü konusundaki ileri düzeyleri kendilerinden sonraki kuşakları öylesine etkilemiştir
Kaynak: TolteklerYaşadığı dönemin dinî, felsefî ve ilmî
hoşgörü ortamında tabiatçı- deist felsefenin en önemli temsilcisi olarak Râzi bireysel ve toplumsal
Kaynak: El-RaziRekabet, siyasi çoğulculuk;
hoşgörü ve çatışan fikirlerin özgür bir biçimde var olabilmesi için gereklidir. Liberal demokraside, devlet
Kaynak: Liberal demokrasiAlevi ve Sünni mezheplerini birlikte içinde bulunduran müthiş bir
hoşgörü örneği arzeder. Asıl memleketleri Tunceli nin Çemişgezek ve
Kaynak: ŞavakŞu konuları da içeren sayısız konuda yazmaktadır; ideoloji , köktendincilik ,
hoşgörü , politik doğruluk , küreselleşme , öznellik , insan
Kaynak: Slavoj ŽižekBu tarihten itibaren Türkiye'de ve dünyanın değişik merkezlerinde sevgi,
hoşgörü ve diyaloğu geliştirici ve pekiştirici aktiviteler
Kaynak: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfısürdüğü karanlık dönemlerde Cebelitarık
hoşgörü ışığı yakmıştır" deyip "Muhtemelen Yahudilerin en çok entegre olduğu toplum" olduğunu belirtmiştir
Kaynak: Cebelitarık'taki Yahudilerin tarihi