kanlı sf. 1. Kan bulaşmış:
"Kanlı eğeyi mi saklamışlardı, başka bir delil mi?" -R. H. Karay. 2. Kanı olan. 3. Kan dökülmesine neden olan:
"Bu savaş çok kanlı olacak, beyler." -T. Buğra. 4. İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil. 5. Kanlanmış olan:
Kanlı göz. 6.
is. Kan davasında taraf olan kimse:
"Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir." -Y. Kemal. 7.
tıp Kanı yoğun olan, demevi:
Kanlı adam.