huylanmak anlamı (nsz) 1. Kuşkulanmak, işkillenmek, pirelenmek, tedirgin olmak: "Ayak sesleri duyarak huylanmış, sabaha kadar uyuyamamış." -R. N. Güntekin. 2. Hayvan, ürküp sinirlenmek: "Aydınlıktan huylanan atlar şaha kalkarak deli gibi dörtnala ileri atılıyorlardı." -Ö. Seyfettin.
Tarama Sözlüğü
huylanmak anlamı bakınız» hulanmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
huylanmak anlamı Sinirlenmek; alınmak
Erzurum
huylanmak eş anlamlısı
işkillenmek (nsz) İşkilli duruma gelmek, pirelenmek: "Gözümüz yılmış, havada bir bulut parçası görür görmez işkilleniyoruz." -A. Rasim.
kuşkulanmak (nsz) Kuşku içinde bulunmak, kuşku duymak, şüphelenmek: "Bu sükûttan kuşkulanan Mebrure, yarı beline kadar hastanın üstüne düşerek elini yakaladı." -P. Safa.