ıhlamur anlamı İng. lime Lat.Tilia Alm. Linde Fr. lime
Ihlamurgiller (Tiliaceae) familyasından, yaprakları almaşlı dizilişli, çiçekleri kimoz durumlu, taç ve çanak yaprakları beşer adet ve serbest, nuks tipi meyveleri olan, yapraklarını döken ağaçlar.

ıhlamur anlamı
is. 1. bit. b. Ihlamurgillerden, kerestesi beğenilen, büyük bir gölge ağacı (Tilia): "Büyük köşk çam ve ıhlamurlarla çevrili olduğundan loşlukta kalmıştı." -R. H. Karay. 2. Bu ağacın güzel kokulu çiçeği: "Sobanın üstündeki çaydanlıkta kaynayan ıhlamurun kokusu bütün evi sarmış." -A. Ümit. 3. Bu çiçeğin kurutulup kaynatılmasıyla elde edilen içecek: "Kalksam, bir ıhlamur kaynatıp içsem." -S. F. Abasıyanık.

ıhlamur anlamı
isim
1) lime
2) linden
3) lime blossom

ıhlamur anlamı Rum.flamuri
1. Ihlamurgillerden, kerestesi beğenilen, büyük bir gölge ağacı (Tilia):§ "Gördü ki bir resm-i mahsusta dikilmiş ıhlamur ve genç çınar ve akasya ve ağaç kestanelerinden ibaret bir orman karşısındadırlar ki zemini dahi ibrişim gibi çimen setreylemiştir." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 326. § "... şatonun parkındaki ıhlamurlar altında izini belli etmeden § "vice" yapan monden kız..." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 178. § "İnce bir rüzgâr, belirsiz, hafif, narin bir sesle süzülüp geçerek odaya ezik, baygın ıhlamur kokuları getiriyor." -Peyami Safa, Şimşek, 151. § "Bu topların eskileri çınarların, ıhlamurların, servilerin, söğütlerin gölgeleri altında sıra sıra yatıyorlar." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 358. § "Büyükdere tabii ıhlamur, manolya ve ille de ‘forest', yani bir ağaçlar, yapraklar karışımı" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 25. § "Sararmış ıhlamur yapraklarına bırakılıvermiş gibi." -Attila ilhan, Kurtlar Sofrası, 88. 2. Bu ağacın kurutularak çay gibi içilen güzel kokulu çiçeği: § "Bir ıhlamur kaynatın bana... Çabuk olun, çok üşüdüm..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 65. § "Beyaz sakallarıyla kehribar renkli bıyıklarının örttüğü dudaklarında bir ıhlamur yaprağı, Mukurnalı Hüseyin yine Çiftehavuzlar'da at kestaneleri gölgesine sırt üstü uzanmıştı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hikâyeler, 31. § "Bakın, yaşlı kadınlarımızdan biri, yatarken bir fincan ıhlamur içiyor, bunu her zaman yapar…" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 145. § "Gayesi itibariyle bu okumanın ıhlamur içmekten veya tavla oynamaktan farkı yoktur." -Peyami Safa, Eğitim, Gençlik, Üniversite, 41. § "Hırkama bürünmüş, ıhlamurumu karıştıra karıştıra Kabusname'yi okuyor, yazmalara yanlış geçirilip basmasında da öyle bırakılmış mısraları kendimce düzeltmeye çalışıyorum." -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 67

Ihlamur anlamı
Kütahya ili, Dağardı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Ihlamur anlamı
Rize ili, İkizdere ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.