Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ibik ne demek?

 - 7 sözlük, 15 sonuç.

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

ibik anlamı İng. crest Alm. Kamm Fr. crête
Kuşların başında bulunan etli çıkıntı ya da tüylerden yapılmış taç biçiminde püskül.

BSTS / Zootekni Terimleri Sözlüğü

ibik anlamı İng. comb
Tavukların başlarının üstünde genellikle kırmızı etli olan yapı.

Güncel Türkçe Sözlük

ibik, -ği anlamı
is. 1. Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı: "Çocuğun yüzü ibik gibi kızardı." -H. Taner. 2. anat. Bazı kemiklerde bulunan ve kasların tutunmasına yarayan, çizgi durumunda pürtüklü çıkıntı. 3. Emzik. 4. hlk. Köşe, kenar, uç.

Kişi Adları Sözlüğü

İbik anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Köşe, kenar, uç. 2. Tavuk, kuş vb. hayvanların gagası.

Türkçe - İngilizce

ibik anlamı
isim
1) comb
2) crest
3) topknot

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ibik anlamı
Çavuşkuşu.

*Vezirköprü -Samsun

ibik anlamı
Köşe, kenar, uç.

*Eğridir ve köyleri, *Sütçüler ve köyleri -Isparta
Kuşbaba *Bucak -Burdur
*Çal -Denizli
Işıklar -İzmir
Babasultan -Bursa
Tokat -Eskişehir
Kargı *Tosya -Kastamonu
*İskilip, *Osmancık -Çorum
*Boyabat, Balaç -Sinop
*Merzifon ve köyleri -Amasya
-Tokat
*Afşin ve köyleri, Önsen, -Maraş
*Şarkışla ve çevresi -Sivas
-Ankara
Afşar aşireti, Pazarören *Pınarbaşı -Kayseri
Mençek *Ermenek -Konya
*Bahçe, *Kadirli -Adana
Civanyaylağı *Mersin, Emirşahlar *Anamur -İçel

ibik anlamı
1. Tavuk, kuş vb. hayvanların gagası. 2. Burun: İbiğim sızlıyor.
ibik anlamı
1. Feslerin tepesindeki içi boş olan püskül kordonu. 2. Şapka siperi.
ibik anlamı
Söz getirip götüren, dedikoducu.

*Çarşamba ve köyleri -Samsun
*Koyulhisar -Sivas

ibik anlamı
Özlü, çıralı çam kabuğu: İbiği yakta oda aydınlansın.

Çığrı *Dinar -Afyon

ibik anlamı
İbriğin dar ağzı.

Diki *Tarsus -İçel

ibik anlamı
Düğme.

*Sultaniye -Konya

ibik anlamı
Köşe, uç.

Yozgat

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

İbik anlamı
Çorum ili, İskilip ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

ibik eş anlamlısı

emzik
is. 1. Süt çocuklarını oyalamak için ağızlarına verilen kauçuk meme: "Parkta daldılar dedikoduya / Dün kaldıkları yerden devam ettiler / Yavrular da birbirlerine / Emziklerini ikram ettiler." -A. N. Asya. 2. Beslemek için süt çocuklarına meme yerine emdirilen ağzı kauçuklu süt şişesi, biberon: "Hem ağzımdan yaralandığımı, üç gün kapalı dudaklarımın arasından emzikle süt içtiğimi nasıl unutuyormuşum?" -R. N. Güntekin. 3. İbrik, çaydanlık, testi vb. kapların, suyu azar azar akıtmaya yarayan içi delik uzantısı, ibik: Çaydanlığın emziği tıkanmış. 4. hlk. Sigara ağızlığı.
kenar
is. 1. Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka: "O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi." -O. V. Kanık. 2. Bir şeyi çevreleyen çizgi. 3. Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri: Bu mendilin kenarı ötekinden daha sade. 4. Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer: "Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar." -M. Ş. Esendal. 5. Yan. 6. mat. Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri: Bir üçgenin kenarları.
köşe
is. 1. Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye: Kutunun sivri köşesi. 2. İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer: "Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı." -P. Safa. 3. İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer: "Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi." -Ö. Seyfettin. 4. Bölüm, yer veya yan: "Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor." -Y. K. Beyatlı. 5. mec. Kuytu, tenha veya ücra yer. 6. mec. Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer: "İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek." -R. H. Karay. 7. sp. Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner.

is. 1. Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası: "Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." -A. Gündüz. 2. Bir şeyin baş veya son noktası. 3. Bir şeyin kenarı: "Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz." -R. H. Karay. 4. Dış kenar, periferi. 5. Bir uzaklığın son noktası: "İstikbal bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor." -F. R. Atay. 6. Bir şeyin başı, tepesi. 7. sf. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem. 8. tar. Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak.

"ibik" için örnek kullanımlar

Erkeklerin boynunda sarkık bir gerdan ve başın üst ön kısmında koyu kırmızı bir ibik bulunur. Yırtıcı kuşların çoğunun tersine erkek
Kaynak: And kondoru
Çoğunlukla başlarında tüysüz kısımlar ya da ibik benzeri deri çıkıntıları bulunur. İbikler erkeklerde daha büyüktür. Gaga ları kısa ve
Kaynak: Tavuksular
Bu dikiş üzerinde üst tarafta meydana gelen ibik şeklindeki çıkıntıya crista nasalis denir; öne doğru bu ibik belirgin bir diken olur.
Kaynak: Corpus maxillae
Tanınmış bir ibik bazaların özelliğidir. Üst gaga kenarında iki diş benzeri girinti vardır. Beş tür içerir. Afrika guguk şahini – Aviceda
Kaynak: Baza (kuş)
Öyle ki bazı muhabbet kuşlarının ibik leri bile bulunabilmektedir. Doğal ortamlarında ağırlıklı olarak tohum la beslenen bu tür,
Kaynak: Muhabbet kuşu
Her gözün önünde kırmızı etli bir ibik vardır. Gaga siyah uçlu olup kırmızıdır ve uzun bacaklar sarı renklidir. Karınca lar, kanatlı
Kaynak: Kızıl ibikli kız kuşu
Ancak gerek köydeki isimlerden, giyim kuşamdan, yaşayış tarzı, geçmişteki geçim kaynağının hayvancılık ağırlıklı olmasından, ayrıca ibik
Kaynak: Soğucak, İskilip
Üstteki ibik crista ethmoidalis, alttaki ibik crista conchalis adını almaktadır. Crista ethmoidalis 'e os ethmoidale 'nin concha nasalis
Kaynak: Damak kemiği
Orta çizgi üzerinde crista sphenoidalis adında ibik şeklinde bir çıkıntı bulunur. Crista sphenoidalis 'in iki yanında sfenoid sinus'un
Kaynak: Os sphenoidale
Coğrafya: iskilip'in ibik köyü ile bağlantı yolu vardır. Arazisi engebelidir dolaysıyla tarım güçlükle yapılır. İklim: Köyün iklimi, Karadeniz
Kaynak: Kızılcapelit, Oğuzlar

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.