Türkiye de halkımız yaşamını
idame edebilmek için birikimlerini tüketmektedir.
Knowledge to be able to sustain the life of our people in Turkey is consumed.
Kaynak: mersinhaber.comDaha sonra ayaktan veya yatarak
idame tedavileri planlanır.
Then, outpatient or inpatient treatments are planned maintenance.
Kaynak: posta.com.trSürekli olarak gelecek zamanlardan ödünç alarak hayatımızı
idame ettirmeye gayret ediyoruz.
Constantly strive to continue to survive in the future times, borrowed lives.
Kaynak: haberler.comİşte bu eğitim her şeyden önce onlara özgüven sağlayacak, o suçu işlemeden de hayatlarını
idame ettireceklerini görmüş olacaklar.
This training will provide confidence to them, first of all, it will be seen maintain themselves and sustain the lives of committing the crime.
Kaynak: haber.stargazete.comSite işbirlikçi gazetecilik ile
idame ettirilmektedir. İngilizce versiyonu 13 Mart 2005'de 1.000, 29 Nisan 2006 tarihinde 5.000, 5 Eylül
Kaynak: VikihaberHuzurevi; belli bir yaşın üzerinde hayatını tek başına
idame ettirmekte zorlanan yaşlıların 24 saat ve yaşam boyu bakımlarının yapıldığı,
Kaynak: HuzureviBu terim aynı zamanda, İslam ı gizlice
idame ettiren Kripto Müslüman lar için de kullanılır. Marrano , Yahudi kökenli Yeni Hristiyanlar dır
Kaynak: KonversoKibbutizm, Yahudiliğin tarihî bunalımı, baskı ve zulüm ile bağımsızlık ve yabancılaşma kadar, Filistin 'de hayatını
idame ettirmesi gibi
Kaynak: KibbutzBu ilçe geçimini sanayileşme olmadıgı için hayvancılık ve çifçilikle
idame ettirmektedir. Nüfus: İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına
Kaynak: KızılörenYani, bireysel organizmalar arasındaki rekabetin çevreye en uygun olanın
idame etmesi yoluyla biyolojik evrimsel değişikliğe neden olması
Kaynak: Sosyal DarwinizmHayatını
idame ettirebilmek için bir yandan da ayakkabı boyacılığı yapan ve kıt kanaat geçinen Ferrer, 1997 yılında «kaydedilip,
Kaynak: İbrahim FerrerHem yeni kurulan Shin Bet 'deki hem de Mossad'da direktörlük görevini beraber
idame ettiriyordu. Direktörlük döneminde 1960 yılında bir
Kaynak: Isser HarelHalen Ankara 'da iş hayatını
idame ettirmektedir. Niğde Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Şerefli Koçhisar kampüsünde
Kaynak: Mesut DedeoğluKonum, Manhattan Projesi ekibinin kendini
idame ettiren, kontrollü ilk nükleer reaksiyon u planladığı Stagg Field 'in eski tribünlerinin
Kaynak: Nuclear EnergyBektaşlı'da 1878 (93 Harbi)'de büyük bir kıtlık yaşanmış, açlıktan insanlar kızılcık denen otları toplayarak hayatlarını
idame etmişlerdir
Kaynak: Bektaşlı, Boğazlıyansistemlerinin
idame, işletme ihtiyaçlarının hesaplanması, temin edilmesi, faal tutulması, altyapı ve tesis ihtiyaçlarının karşılanmasından sorumludur.
Kaynak: Hava Lojistik KomutanlığıMezra halkının büyük çoğunluğu fakirlik sınırında yaşamını
idame ettirmektedir. Mezrada bulunan okul uzun yıllar kapalı olmasına rağmen
Kaynak: Etek mezrasıZanaatlarını ve geçimlerini burada
idame ettiremeyeceklerini anlayan aile zamanın sancak beyi ile anlaşarak göç isterler bu göç Muğla Ula
Kaynak: İspahaveren Örel, öğretmenlik mesleğinin yanı sıra birlikte yürüttüğü gazeteciliğe tamamen geçmiş ve 40 yıl boyunca bu mesleği
idame ettirmiştir.
Kaynak: Sulhi ÖrelTest uçaklarında orijinal üretim uçaklarındaki 14 saatlik uçuş
idame zorunluluğu bulunmadığından uçakların üzerindeki standart Pratt &
Kaynak: E-3 SentryZappa boş hayallerle işe başlamaz ve iki sene boyunca grafikerlik, sanat yönetmenliği gibi işlerle haşır neşir olarak hayatını
idame ettirir.
Kaynak: Frank ZappaBazen-- "kendi kendini
idame ettiren bir geri besleme döngüsü" bir hücrenin kendi kimliğini korumasını ve aktarmasını sağlama alır.
Kaynak: Gen düzenleyici ağ