çırpınmak (nsz) 1. Acı ile debelenmek:
"Bir oltanın iğnesinde çırpınan bir balık." -O. V. Kanık. 2. Kaslar birdenbire kendiliğinden ve düzensiz bir biçimde kımıldamak, ihtilaç etmek. 3. Ses çıkararak hafifçe dalgalanmak:
"Bayrakları arzularımla çırpınan gemiler, bir gün sırtlayıp beni götürdüler." -B. R. Eyuboğlu. 4.
mec. Ne yapacağını şaşırmış bir durumda üzülmek ve telaşlanmak:
"Beğeniyor musun şu yaptıklarını, ne olacak şimdi, ne yapacağız, diye çırpınıyordu." -O. C. Kaygılı. 5.
mec. Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirebilmek için aşırı derecede çaba harcamak:
"O onurlu ve soğukkanlı adam, gözlerini açarak daha çok şey öğrenmek için çırpınıyordu." -R. Mağden.