Çevremizde olan biteni
anlamlandırmak açısından önemli bir söyleşi.
Important to make sense of what is going on around us in an interview.
Kaynak: haber10.comBunun kıymetini takdir etmek ve durumu doğru
anlamlandırmak gerekir.
To appreciate the need to make sense of the value and status of this right.
Kaynak: hurriyet.com.trHal böyleyken sessizliği
anlamlandırmak pek mümkün değildir.
And yet the silence is unlikely to make sense.
Kaynak: bolugundem.comKimliklerin bize bu dünyada bir yer, bir konum bahşettiği, dünyayı
anlamlandırmak için harita verdiği doğrudur.
Identities us a place in this world, a position bestowed on the world map to the true meaning.
Kaynak: timeturk.comErdemlilik ve bilimsel düşünce birlikteliğinin insan var oluşunu
anlamlandırmak için yeterli olamayacağını ve bundan dolayı mevcut
Kaynak: Varoluşçulukİkinci bölümde düşüncenin kognitif bozuklukları gelir ki bunlar,olgulara anlam verememek-anlamlandıramamak,yanlış
anlamlandırmak gibi
Kaynak: Düşünce bozukluğudüşünen Nietzsche, Tanrı'nın öldürülüşünü, yaşamı yeniden
anlamlandırmak, değerleri yeniden değerlendirmek ve yaratmak için bir şans olarak görür.
Kaynak: Tanrı öldüBu metinleri
anlamlandırmak zor olmuştur çünkü Arapça yazıyla yazılmışlar ve Rumi kendi yazılarında sesli harfleri işaretlememiştir.
Kaynak: Kapadokya Yunancasıhayvanların malikanesi anlamına geçtiği belirtili(Pontus Lexiko'su).Buradan 'Süt Köyü' ya da Sütçüler Köyü olarak
anlamlandırmak mümkündür.
Kaynak: Alataş, MaçkaBatlamyus bu eserde, ana çizgileriyle göksel olguları
anlamlandırmak üzere kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles
Kaynak: Batlamyus