Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

iskemle ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü

iskemle anlamı
Meddah iskemlesi. Bu iskemlenin bir anlamı vardır. İskemlenin iki altta, iki üstte dört temeli bulunur : üsttekiler bilgi ve dünya görüşü, alttakiler ise sabır ve kararlılık'tır.

Güncel Türkçe Sözlük

iskemle anlamı
is. (iske'mle) 1. Arkalıksız sandalye: "İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum." -Ç. Altan. 2. Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa. 3. Sandalye: "Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti." -R. N. Güntekin.

Türkçe - İngilizce

iskemle anlamı
isim
1) chair

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

iskemle anlamı Rum.skamni
1. Arkalıksız sandalye: § "… hasta bacağını başka bir iskemlenin şiltesi üzerine koydu..." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 20. § "Bir taraftan bir iskemle yakalayıp beylerin başında paralamış." -Ahmet Midhat Efendi, V, 364. § "Duvar kenarlarında kadife kanepeler, yaldızlı iskemleler..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 13. § "Piyano iskemlesine oturdu." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 100. § "Mümtaz iskemlenin kenarını tutmuş onu dikkatle dinliyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 333. § "Yorgun, taraçadaki iskemlelerden birine çöktü." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 47. § "Zaten az önce de kapının yanındaki iskemleden kalkıp, kasıla kasıla…" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 104. § "Dönerken bir eliyle iskemlenin üstünde yarı yarıya rakı dolu bardağı devirdi." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 14. 2. Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu gibi şeyler konulan küçük masa: § "Kırık sigara iskemlesi vesaire gibi hırdavatı toplayarak yatakların üstüne yığmışlar." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 70. § "Tavanda iki büyücek halka vardı. Bir yüksek iskemle üzerine iki üç tane dahi yastığı koyduktan sonra, cümlesinin üzerine çıkarak, ipin ucunu halkalardan birine geçirdi." -Ahmet Midhat Efendi, Zeyli Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar, 116. § "Siniyi iskemlenin üstüne yerleştirdi." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 22. 3. Sandalye: § "Yanımda bir yüksek iskemlenin üstünde, elinde bir uzun kurşun kalemi, önünde bir büyük defter benimle birlikte çalışan iki yaşında bir adamın huzurunda okudum." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 25. § "O çakılların üstüne kalın bezden açılır kapanır iskemleler koymuşlar." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 79. § "Odanın öbür ucunda bir iskemleyi âdeta siper alır gibi önüne çekti." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, 107. § "Fakat bazı masalarda boş kalmış tek tük iskemleler vardı." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 201. § "İskemleden şavullayıp, eğilip bakıyorum." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 133. § "Her tarafa serpilmiş koltuklar, iskemleler, sigara masaları vesaire." -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 38. § "Bende şu iskemleye oturayım hele." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 175. § "Garsonlar iskemleleri topluyorlar." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 322.

iskemle eş anlamlısı

sandalye
is. (sanda'lye) 1. Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası: "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." -R. H. Karay. 2. mec. Makam, koltuk, mevki: "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." -H. E. Adıvar.

"iskemle" için örnek kullanımlar

Koltuk, iskemle ve taburelerin oturacak yerlerini hasır örgüden yapmak 17. yüzyıl da başlamış, temiz ve zarif görünüşü dolayısıyla gitgide
Kaynak: Hasır
Ülkemizde ipli kukla, el kuklası, araba kuklası, iskemle kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, baş kuklası gibi türlerle bilinen kukla sanatı
Kaynak: Kukla
Norveççe : stol, chair; stolen, (söz konusu) iskemle. Rumence : drum, yol; drumul, (söz konusu) yol. Arnavutça : shtëpi, ev shtëpia, (söz
Kaynak: Tanımlık
Ülkemizde ipli kukla, el kuklası, araba kuklası, iskemle kuklası gibi türlerle bilinen kukla sanatı 19. yy sonlarında önemini kaybetmeye
Kaynak: Geleneklsel türk seyirlik oyunları
"Cüzi bir şüpheden adam öldürttüğü", "öldüreceği kimseleri önüne getirerek otağında iskemle üzerinde oturup katillerini seyrettiği"
Kaynak: Hüsrev Paşa
Lambaya ışığ, sandalye iskemle Mantıya hengel, un çorbası helle Çitin adı çeper, dantel tentene Kediye de bişiy deyirdiğ oğul.
Kaynak: Turgutalp, Zile
Ayrıca birinci yurt tekerlekli iskemle ile dolaşmaya elverir ve fiziksel özürlü öğrenciler barındırabilir şekilde inşa edilmiştir.
Kaynak: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu
Yavuz, Tütüncüler köylerinde örgü koltuk, sandalye ve iskemle yapımı yaygındır. Bu sandalyelerin örgülerinde mısır kosanı yaprağı ya da
Kaynak: Pazar, Rize
Akşam iskemle sofrasının üzerine konulan sininin üstüne konulan bir tepsinin içine dökülür. Yemekle doyulmaz. Mantılar. Mantı, kıyma ile,
Kaynak: Kalkancık, Kocasinan
İstanbul'da Osmanlı döneminde el kuklası, ipli kukla, sopalı kukla, araba kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, iskemle kuklası gibi değişik
Kaynak: Türk tiyatrosu
Varagele : İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı
Kaynak: Denizcilik terimleri
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.