istavroz anlamı Rum.stavros
1. Haç: § "
Bu istavroz da onca bir bakıma istavrit balığının orada çokluğundandı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, s.380. § "
Kandilini temizleyip ve önünde diz çöküp kemâl-i hulusla istavroz çıkararak günahlarıma öyle bir tövbe ettim." -Ahmet Midhat Efendi, Henüz 17 Yaşında, 200. § "
istavroz: Haç ve haça benzeyen çarmık." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "
Meryem Ana gibi karısının önünde mum yakıp istavroz çıkaracak." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 176. § "
Taama başlanacağı zaman yemeği takdisen hazır göğüsleri üzerine üçer defa istavroz resmederler." -Ahmet Midhat Efendi, Arnavutlar Solyotlar, 58. "
Rum bakkal istavroz çıkarmış, gidiyor." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 54. § "
Hıristiyan şeyi haç, put, istavroz; kara sakallı kızıl gözlü papazlar soğuk taş duvarların içinde çürürler!" -Orhan Pamuk
, Sessiz Ev, 149. 2. Sıhhî
tesisatta kullanılan dört girişli bağlantı borusu.