Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
istimbot anlamı İng.steamboat
Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, çatana: § "Kayıklar! Sandallar! İstimbotlar! diye envaını sîga-i cem ile kaydeylediğimiz merâkib-i bahriyyenin de miktarını o kadar çok sanmayınız." -Ahmet Midhat Efendi, Müşahedat, 56. § "İstimbotun dışında bütün yoldaki sandallar bizimle beraberdi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 160. § "Miralay Bahaeddin Bey velhasıl hamulesi casustan, cellattan ibaret bir istimbot, kan tutmuş bir katil gibi Ada'nın etrafında serseri geziyormuş." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri III, 161. § "… ertesi sabah naşı yıldız Sarayından Çırağan İskelesi yoluyla bir istimbot içinde Topkapı Sarayına kaldırılıyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 102.