istiridye anlamı İng. oyster Lat.Ostrea Alm. Auster Fr. huître
Yumuşakçalar (Mollusca) dalının, yassı solungaçlılar (Lamellibranchiata) sınıfından, kabukları kalın ve üstü katmerli olup parçaları eşit olmayan, çukur olan sol kabukla vücudunu kayalara bağlayan, sağ kabuğu düz ve üstte kalan türleri olan bir cins.

istiridye anlamı Lat.Ostrea Fr.huître
(zooloji)

istiridye anlamı Lat.Ostrea
Yumuşakçalar (Mollusca) şubesinin, yassı solungaçlılar (Lamellibranchiata) sınıfından, kabukları kalın ve üstü katmerli olup parçaları eşit olmayan, çukur olan sol kabukla vücudunu kayalara bağlayan, üstte kalan sağ kabuğu düz olan türleri bulunan bir cins.

istiridye anlamı
is. (istiri'dye) hay. b. Yassı solungaçlılar sınıfından, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, güçlü kaslarla birbiri üzerine kapanan iki çeneti olan, eti beğenilen bir deniz yumuşakçası (Ostrea edulis).

istiridye anlamı
isim
1) oyster
2) clam

istiridye anlamı Rum.stridia
Yassı solungaçlılar sınıfından, güçlü kaslarla birbiri üzerine kapanan iki çenesi olan, eti beğenilen bir deniz yumuşakçası (Ostrea edulis): § "müzik ve dans dakikaları en kapalı kalplerin istiridye kabukları gibi kendiliğinden yavaş yavaş açıldığı, bütün sırlarını dışarıya dökmeye meylettiği dakikalardır." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 32. § "Katerina'nın midye ve istiridye kabuklarını ve böceklerini asker gibi dizerek çocuklar gibi istifade etmek öyle değil mi?" -Ahmet Midhat Efendi, Kafkas, 27. § "Fakat muvafakatıyla o kadar müftehirdi ki sair ekabir, kuyruklarına altışar istiridye taktıkları hâlde o, on iki tane takardı." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 9, 77. § "İstiridye kabukları, kırılmış tabak parçaları, altı çıkmış boş sardalya kutuları...." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 211. § "Ağaçla yemişi, istiridyeyle incisi, gemiyle pusulası ve peşinden derya…" -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 152.