Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

iş ne demek?

 - 12 sözlük, 19 sonuç.

BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. job Fr.travail
Bir bilgisayarda uygulanmak üzere bir ya da birçok görevden oluşacak biçimde tanımlanmış bilgi işlem öbeği,

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. work Osm. sây, amel Fr. travail
1- Beden ya da kafa gücüyle yapılan şey. 2- Çalışma, emek. 3- Yapılacak ya da yapılan şey, uğraşı, görev. 4- Meslek.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. work Osm. amel Alm. Arbeit Fr. travail
Bir kuvvetin etki noktasını devindirmesi. İş, kuvvetin yol boyunca birleşeni ile alınan yolun çarpımına ya da 'kuvvet yönleci ile yol yönlecinin sayıl çarpımına eşittir.

BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. work
1. Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek. 2. business, activity Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler. 3. profession Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek. 4. job Birinden istenen hizmet veya ona verilen görev.

BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. work Alm. Arbeit Fr. travail
1- Mekanikte, bir noktaya etkiyen kuvvetin büyüklüğü, noktanın aldığı yolun uzunluğu ve kuvvet yönü ile yol doğrultusu arasında kalan açının kosinüsü çarpımlarıyla belirlenen erke . 2- Termodinamikte, bir dizgeyle çevresi arasında, ısı türü dışında oylumsal, elektriksel, yüzeysel her tür erke alışverişinin ortak adı.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

iş anlamı
amel.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

iş anlamı Fr. travail
(fizik)

BSTS / Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü

iş anlamı İng. business, work, labor Osm. mesai Fr.affaires, commerce, travail,
1. Tecimsel nitelikte yapılan işlem ve çalışmalar. 2. Verimin sağlanılması için harcanan özdeksel ve tinsel insan gücüne ya da sonucuna verilen ad.

Divanü Lügati't-Türk

iş anlamı
is, kandil dumanı
iş anlamı

Güncel Türkçe Sözlük

iş anlamı
is. 1. Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma: "İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir değer yaratan emek. 3. Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev: "Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim." -Ö. Seyfettin. 4. Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü: İşler durgun. 5. Kamu yararına yapılan işler: Güvenlik işleri. 6. Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma: Bu evin işi çok. 7. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek: "Sonunda bir iş buldum." -S. F. Abasıyanık. 8. İş yeri: "Kalk yavrum, işe geç kalacaksın." -S. F. Abasıyanık. 9. Ticari anlaşma, alışveriş. 10. Herhangi bir maksatla kurulan düzen: "İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 11. Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz: O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez. 12. Yapılan şey, davranış: Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım. 13. Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey: "Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü." -M. Ş. Esendal. 14. Emek, işçilik, ustalık: Bu örtü, işi ağır bir örtüdür. 15. İşlem: İşimi görmediler. 16. Sorun, konu, mesele, maslahat: "Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı." -H. C. Yalçın. 17. Gizli neden veya maksat: "Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti." -R. H. Karay. 18. Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış: Bu, bir zevk işidir. 19. fiz. Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç: Erg, jul, kiloGrammetre, vat saat, kilovat saat iş ve enerji birimleridir.

Türkçe - İngilizce

iş anlamı
isim
1) business
2) job
3) work
4) working
5) employment
6) task
7) works
8) doing
9) occupation
10) trade
11) operation
12) gig
13) affair
14) activity
15) profession
16) dealing
17) commerce
18) assignment
19) shop
20) deed
21) mission
22) function
23) spindle
24) post
25) piece
26) piece of work
27) racket
28) pursuit
29) workings
30) concern
31) appointment
32) doings
33) ploy
34) stint
35) metier
36) handiwork
37) billet
38) calling
39) ball game
40) things to do
41) cause
42) show
43) place
sıfat
1) job
2) working
3) occupational
4) regulation
kısaltma
1) biz
ön ek
1) ergo-

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

iş anlamı
Etene, son.

*Düzce -Bolu

iş anlamı
İç

Diyarbakır

iş anlamı
İş.
iş anlamı
İş, durum, hâl

Doğu Trakya

iş anlamı

Uşak

iş anlamı
İç, ara

Uşak

iş anlamı
İş, husus, fiil, davranış, çalışma

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

iş eş anlamlısı

alışveriş
is. 1. tic. Alım satım işlemi, muamele. 2. mec. İlişki, münasebet: "O bir defa bile görmemişti bu adamı. Bir alışverişi yoktu onunla." -T. Buğra.
anlayış
is. 1. Anlama işi, telakki: "Ama doğrusu Hugo'yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı." -N. Ataç. 2. Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi, zihniyet, mantalite. 3. Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ. 4. Hoş görme, hâlden anlama. 5. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept.
çalışma
is. 1. Çalışmak işi, emek, say: "Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti." -N. F. Kısakürek. 2. Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması: Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır. 3. Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi: Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır. 4. Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün.
davranış
is. 1. Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket: "Düşünceleri, davranışları bana ters gelen biriyle bir arada oturamam elbet!" -N. Cumalı. 2. fel. Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı. 3. ruh b. Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü.
işlem
is. 1. Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. 2. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem, prosedür. 3. ekon. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. 4. kim. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele. 5. kim. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. 6. mat. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi: Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.
konu
is. 1. Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje: "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." -Y. Z. Ortaç. 2. Üzerinde konuşulan şey, bahis: "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." -B. Felek.
maslahat
is. esk. 1. İş, önemli iş, mesele. 2. kaba Erkeklik organı.
mesele
is. 1. Sorun: "Gazeteler vakit vakit bir meseleyi öne sürerler." -N. Hikmet. 2. Güç iş: "Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir." -R. N. Güntekin. 3. mat. esk. Problem.
meslek
is. 1. Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş: "Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı." -T. Buğra. 2. Uğraş. 3. fel. Öğreti. 4. fel. Dizge. 5. esk. Çığır, okul, ekol: Edebî meslekler.
sorun
is. 1. Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem: "Dünya tarihinde, çağının sorunları karşısında büsbütün yansız ve edilgin kalmış bir tek büyük yazar göstermek kuşkusuz güç olacaktır." -N. Hikmet. 2. mec. Sıkıntı veren durum, dert.
ustalık
is. 1. Usta olma durumu. 2. Beceriklilik, el uzluğu, maharet.

"iş" için örnek kullanımlar

Ivana Sert bu kez de görüşmesi için gittiği İtalya'da soyuldu.
Ivana Sert was robbed in Italy at this time going for a job interview.
Kaynak: ensonhaber.com
Nuri; uyanık, yaramaz, sevimli, devamlı başına açan bir karakterdir.
Nuri, awake, naughty, cute, a character who constantly work alone.
Kaynak: cnnturk.com
Nostaljiye yer yok, buraya yaptığım nedeniyle geldim.
There is no nostalgia here, I'm here because of my job.
Kaynak: sporx.com
BlackBerry, siparişi veren ortağının kim olduğunu ise söylemekten kaçındı.
BlackBerry, is of the order declined to say who was the partner.
Kaynak: log.com.tr
İş Akışı (Workflow), tasarımınız içerisinde bulunan öğelerin bir içerisinde bulunabileceği durumları gösterir. İş Akışı bir öğenin
Kaynak: İş akışı
İş İngilizcesi, özellikle alanına yönelik İngilizce (Business English). İşle ilgili kelime ve kavramları, iletişim biçimlerini,
Kaynak: İş İngilizcesi
İş jeti, özel jet ya da yaygın olmayan kullanımıyla bizjet adamı gruplarını taşıyan jetler denir. İş jetleri sivil kullanımda olduğu
Kaynak: İş jeti
İş görüşmesi veya mülâkat; işveren ile potansiyel çalışan arasında gerçekleşen, başvurusu yapan kişinin o işe uygun olup olmadığının
Kaynak: İş görüşmesi
Türkiye'de mahkemeleri, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuştur. İş mahkemeleri, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle
Kaynak: Türkiye'deki iş mahkemeleri
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.