ansiklopedi anlamı Fr.encyclopédie
Bütün bilim, sanat dallarını tek veya bir arada belli bir yönteme göre inceleyen eser, bilgilik: §
"Yalnız alt sırada koyu ciltli ansiklopediler…" -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 66. § "
Büyük Ansiklopedi'nin yazdığına göre kadınla ilişkin putun inek memeli, erkeğe ilişkin putun kısrak memeli olması, inekleri kadınların, kısrakları erkeklerin sağmasındandır." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 102. §
"Aristo'ya, felsefesine ve üniversal ilmine mahsus ansiklopediler de vücuda getirilmiştir." -Peyami Safa, Türk İnkılabına Bakışlar, 137. §
"Ansiklopedi bazılarının zihinlerinde değil." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 12. §
"Avrupa ansiklopedilerinde görülen bilgilere, Tunus fesleri dolayısıyla, güvenilebilir." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 10. § "
Batı ansiklopedilerince "dünyanın en büyük generali" diye anılan, henüz küfür devresinde Halid İbn-i Velid…" Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 45. § "
Filmleri, rüyaları, gazete kupürlerini, resimleri, ansiklopedileri kesip parçalıyor…" -Elif Şafak, Mahrem, 145. §
"… ansiklopedilerle dolu kütüphanenin, incecik, şahane porselen biblolarla süslenmiş vitrinli dolabın tozunu alıyor, evi temizliyordu." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 80. §
"Anormal olanı, dünyanın kanunuymuş gibi sunmak, gerçeği çarpıtmaktı." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 268. § "
Ansiklopedinin yorgunluğunu alsın ve aklımı açsın diye içiyorum ben Fatma, keyif için değil." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 17.