yükselmek (nsz) 1. Yükseğe çıkmak:
"Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." -N. Cumalı. 2. Fiyat, çoğalmak, artmak. 3. Aşaması artmak. 4. Unvan, rütbe vb. ilerlemek. 5.
mec. Güçlenmek, şiddetlenmek:
"Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 6.
mec. Yüce duruma gelmek, yücelmek:
Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.