jandarma anlamı İt..gendarme
1. Yurt içinde genel güvenliği ve kamu düzenini korumakla görevli, yasa ve nizamların koyduğu hükümlerin yürütülmesini ve bunlara dayanan hükûmet emirlerinin yerine getirilmesini sağlayan silahlı askerî kuvvet: § "
Jandarmalar bahçe içinde tavşan kovmakta bulunan tazılar gibi sekerler, sıçrarlardı." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar s. 91. § "
Onu tutup İstanbul'a tahtelhıfz" göndermeleri kendilerine emir ve tebliğ edilmiş kimseler de işte valisiyle, kumandanıyla, polisiyle, jandarmasıyla, askerleriyle, halkıyla onun cazibesine tutulmuş, ona tutunmuştu..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 28. § "
Kadın İstanbul jandarmalarına gitmiş." -Peyami Safa, Canan, 183. § "
Demek sizi mektebe jandarma ile göndermeli." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 205. § "
Atlı polisler, silahlı jandarmalar..."
-Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 56. § "
… hayatlarını camiaya asker ve jandarma vazifelerini ifa etmekle geçirdiklerinden, irfanca ve iktisatça yükselmeye vakit bulamadılar." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 68. §
"Hafız Bey dediği, o zaman jandarma tabur ağası idi." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 230. § "
Dün eve jandarma geldi" dedi." -Orhan Pamuk
, Sessiz Ev, 314. 2. Bu kuvvette görevli olan kimse: § "
Jandarma zabitinin saç yağı kokan yastığına başını koyar koymaz..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 51. § "
Bir deli ile jandarma arasında babaevime ellerim, gözüm, dizlerim, tahta cızıkları ve katran zifti içinde dönerdim." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 15. §
"Kapıda, kahvehane tezgâhlarındaki fincanlar gibi yan yana ve üst üste, birkaç jandarma ve gardiyan bize bakıyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 8. § "
… Eski üniformalı bir ihtiyar jandarma zabiti." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 157. §
"Bilumum abidlerle gulamların aşiret reislerine karşı vaziyeti bir jandarma neferinin hükûmet reisine karşı olan merbutiyeti gibidir." -Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, 78. § "
Otobüsü jandarmanlar durdurmasaydı, o otobüs adı çay molası olan çiş molası hiç vermeyecekti." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 79.
"Bedevi eşkıyalarla jandarma arasında çıkan müsademelerde (çatışma), bendenizi ‘hecin' üzerinde jandarmaya emirler verirken resmedebilecek misiniz acaba? -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 75. § "
İki jandarma süngüsü arasında, öfkeli bir okyanus kadar yalnız, o kadar bitmez tükenmezdi." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 444. 3.
mec. Açıkgöz.