Hikâyenin
kâbus olan diğer yarısı ise bu kadar neşeli ve heyecanlı değil.
The other half of the story, which is a nightmare but it's fun and exciting.
Kaynak: ekonomi.haberturk.comÜçüncü set Fenerbahçe için
kâbus gibi geçti.
The third set was like a nightmare for Liverpool.
Kaynak: fanatik.com.trKartal 2013'e
kâbus gibi bir giriş yapmıştı.
2013, an entry such as the eagle had a nightmare.
Kaynak: fanatik.com.trTaraftar desteği olmadan rövanşı bir
kâbus olmaktan çıkaracak skoru cebine koydu Fenerbahçe.
Revenge will be a nightmare without the support of the fans put it in his pocket Liverpool score.
Kaynak: sabah.com.trKuzey Amerika Kızılderilileri nde
kâbus lardan korunma amacıyla kötülükleri yakalayıp yok eden ve söğüt dallarından yapılma bir
Kaynak: DüşkapanıBu romanında da tıpkı şiirlerinde olduğu gibi şiddet,
kâbus ve korku temalarına eğilmektedir. Time Dergisi , "Nehir" romanını 1923 yılından
Kaynak: Nehir (roman)İşlediği temalar, anlatım tekniği ve sık kullanılan rüya/
kâbus sekansları "bilinçdışının yönetmeni" olarak nitelendirilmesine neden olmuş
Kaynak: David Lyncholan ve istenmeyen yan etkileri tam olarak bilinmeyen bu ilaca bağımlı hale gelmesiyle hayatı tamamen kontrolden çıkar ve bir
kâbus a dönüşür.
Kaynak: Tehlikeli Arzular (film, 1956)Bu noktadan sonra César hiçbirşey olmamış gibi bir parkta Sofía'yla buluşur, bir
kâbus olduğunu sandığı bu kazayı ve yaşadıklarını ona
Kaynak: Aç Gözünü (film)tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr, sükûn, sükût, kâr, mezkûr,
kâbus, rüzgâr, hikâye
Kaynak: Düzeltme işaretiKarl Marx bir zamanlar, “ölü nesillerin gelenekleri yaşayanların akıllarına
kâbus gibi çöker” diye yazmıştı. Christos Tsiolkas'ın romanı
Kaynak: Christos Tsiolkas