kadersiz anlamı sf. 1. Kötü talihi olan: "Gel kadersizim, kimsesizim, kadersiz oğlumun muratsız oğlu gel!" -Y. Kemal. 2. Uğursuz.
kadersiz eş anlamlısı
uğursuz sf. Kendinde uğursuzluk bulunan, yomsuz, kadersiz, meymenetsiz, menhus, musibet, meşum: "Kendince uğursuz saydığı işlerden birini işlemiş olmasından korktu." -M. Ş. Esendal.
"kadersiz" için örnek kullanımlar
Ahmed Resmî Efendi, Küçük Kaynarca Anlaşması 'nın müzakere ve imzasında Osmanlı Devleti heyetine reislik gibi kadersiz bir vazife ile Kaynak:Ahmed Resmî Efendi
Bu olayların üstesinden gelemediği gerekçesiyle Bakanlık emrine alınan kadersiz vali Dalokay, 8 Eylül 1964 tarihinde İzmir Valiliği'nden Kaynak:Niyazi Dalokay
Şimdi bu kadersiz kadınla evlenmek isteyen dört erkek vardır. Bu sırada güzel komşu kızı Ayako da doğruluk ve dürüstlüğünden etkilendiği Kaynak:Budala (film, 1951)