Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kalıcı ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kalıcı anlamı
sf. 1. Sürekli, geçici karşıtı. 2. Her zaman geçerliğini sürdürecek olan. 3. Bir süre için belli bir yerde kalan, konuk, gidici karşıtı.

Türkçe - İngilizce

kalıcı anlamı
sıfat
1) permanent
2) lasting
3) persistent
4) stable
5) residual
6) consistent
7) lingering
8) perennial
9) perdurable

kalıcı zıt anlamlısı

geçici
sf. 1. Çok sürmeyen: "Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim." -P. Safa. 2. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı: "Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?" -H. E. Adıvar. 3. Bulaşan, bulaşıcı. 4. is. Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu: "Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor." -C. Şehabettin.
gidici
sf. 1. Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı: Gidici müdür. 2. Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan. 3. mec. Ölmek üzere olan: Gidici bir hasta.

"kalıcı" için örnek kullanımlar

Bu Aykut Kocaman'ın kalıcı bir çözüm üretemediği bir problem.
Aykut Kocaman can not produce a permanent solution to this problem.
Kaynak: fanatik.com.tr
Alexandrite Lazer kıl kökünü hedeflediğin için kalıcı çözüm sağlar.
Alexandrite laser hair root, aims to provide a permanent solution.
Kaynak: haberler.com
Bunun neticesinde yeni doğan bebeklerde kalıcı körlük oluşur.
This occurs as a result of permanent blindness in newborn infants.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Önde olmak önemli değil orada durmak ve kalıcı olmak mesele.
It does not matter to stand there and be persistent in the front matter.
Kaynak: haber3.com
EEPROM (Electronically Erasable Programmable Read-Only Memory), kalıcı olmayan küçük boyuttaki verileri kalıcı olarak saklamak için
Kaynak: EEPROM
Değişinim ya da mutasyon, bir canlının genom u içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir Mutasyona sahip bir
Kaynak: Mutasyon
Kaynak (imalat); metal veya plastik mühendislik malzemelerinin kalıcı olarak birleştirilmesi için uygulanan imalat yöntemi.
Kaynak: Kaynak
Yatırım, belirli bir kaynağın ya da değerin, gelir sağlamak amacıyla kalıcı bir biçimde kullanılmasıdır. Tüketim kavramından temel farkı,
Kaynak: Yatırım
Doğum kontrolü, geçici veya kalıcı olarak hamileliği engellemek ya da hamile kalma olasılığını azaltmak amacıyla çeşitli yöntemlerin,
Kaynak: Doğum kontrolü
Egemen devlet, tanımlanmış sınırları, belli bir bölgede egemenliği , kalıcı bir nüfus u, bir hükümet i, diğer devlet ve güçlerden
Kaynak: Egemen devlet
Jingle ya da Cingıl, arka planda çalan müzik eşliğinde ve akılda kalıcı reklam amaçlı bir slogandır. Radyo ve televizyon reklamlarında
Kaynak: Jingle
Tatlı su Frengi, çoğulu Tatlı su Frenkleri veya Levantenler Osmanlı döneminde İstanbul 'a kalıcı olarak yerleşmiş ve yerli halkın bir
Kaynak: Tatlı su Frenkleri
Nepal'deki Yahudilerin tarihi nde kalıcı Yahudi cemaatinin sayısı çok az olup çoğunluğunu diplomatik yetkililer ve Chabad kadrosu
Kaynak: Nepal'deki Yahudilerin tarihi
Delilik veya çılgınlık yarı kalıcı, ağır bir zihinsel bozukluktur. Genelde bir zihinsel hastalık tipinden türer. Delilik terimi tıbbi
Kaynak: Delilik
Birleşmiş Milletler Barış Gücü savaş ların yıkımına maruz kalmış coğrafyalarda barış ın ve huzurun kalıcı olarak yerleşmesini sağlamak için
Kaynak: Birleşmiş Milletler Barış Gücü
Plütonsal veya plütoid Neptün ötesindeki cüce gezegen ler veya bunlarla ve plütonsal adını kalıcı olarak almış nesnelerle benzer biçimde
Kaynak: Plütoid
Rino-plasti, burna kalıcı şekil verme, estetik olarak burun şeklini değiştirme anlamını taşır. Tıp dilinde rinoplasti estetik burun
Kaynak: Rinoplasti
Gerilim giderme, talaşlı işlem, soğuk şekillendirme ve kaynak gibi ön imalat işlemleriyle meydana gelen iç kalıcı gerilimleri gidermek
Kaynak: Gerilim giderme

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.