kanape anlamı Fr.canapé
Kanepe1 : § "
Duvar kenarlarında kadife kanapeler, yaldızlı iskemleler, kırmızı çiçekli halının ortasında müthiş bir krizantem gibi tekrar abajurlu bir lamba..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 13. § "
Mumya müzesinin iç içe salonlarına ara ara yerleştirilmiş kanapelerinde ilişebileceğim boş bir yer arıyorum" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 14. § "
Buraya bir sandalye ile bir kanape ve iki masa koydum." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 113. § "
Bir çığlık kopardı, kanapeye boylu boyunca düştü ve saçlarını yolarak başını vurmaya, haykırmaya başladı." -Peyami Safa, Şimşek, 191. § "
Ve talihine küskün, bir kanapenin üstüne çöktü." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 21. § "
… kâğıt makasları, cetveller, maroken koltuklar ve maroken kanape vardı." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 75. § "
Kapının bir iki adım ilerisinde, sağ duvara muvazi bir kanape, kanapenin sağ yanı bir paravanaya dayalı." -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 38. § "
Usta bir kanapeye ilişti." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 68.